Önceki Başlık :: Sonraki Başlık |
Yazar |
Mesaj |
kuzeyinoglu
Administrator
Kayıt: Feb 14, 2008
Mesajlar: 716
Nereden: Trabzon
|
Tarih: 21 Şubat 2008, Perşembe 04:18:15 Mesaj Konusu: ...:: Oymalıtepe... Genel Bilgiler - Tarhi Gelişim ::.. |
|
OYMALITEPE BELDESİ
İlçeye Uzaklığı :18
Hane Sayısı :750
Nüfusu :4564 (2909)
Kalesiyle, Türbesiyle, Köprüsüyle, Kılıçtaşıyla, Tarihi evleriyle, çok sayıda çeşmesiyle, seranderleriyle, kültürel ve doğal güzellikleriyle görülmeye değer bir beldedir.
Oymalıtepe Beldesi kimler tarafından kurulduğu kesin olarak belli olmamakla birlikte Türk boylarından Oğuzlar tarafından kurulduğu tarihi vesikalardan anlaşılmaktadır. Oğuzların Yomra'nın uz köylerine yerleştikleri kaynaklarda mevcuttur. Beldemizi oluşturan iki köyde Sifter(Tepeköy) ile Kodil (Oymalı) köyleri de uz köylerindendir.
Beldemizde azınlıklar da yaşamış olmasına rağmen beldemiz Türk ve Müslüman nüfus her zaman çoğunlukta olmuştur. Beldemizdeki oluşturan eski köylerden biri olan Sifter’i (Tepeköy) Oğuzlar kurduğu tahmin edilmektedir. Bölgeye gelen Oğuzlar, Bölgede ilk buraya yerleşip ilk ürünü de burada yetiştirdikleri için Siftah demişlerdir. Bundan dolayı buranın adı Sifter olarak konmuştur.
Beldemizi oluşturan iki köyün isimleri Cumhuriyet öncesinde (1915 yılında) Godil’in Düzköy, Sifter’in de Hacılı olarak değişmesine rağmen halk tarafından benimsenememiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra Sifter’in ismi Sifter’in ortasında bir tepe olmasından dolayı Tepeköy Köyü olarak değişmiş. Godil’in ismi de Oymalı köyü olarak değiştirilmiştir.
Beldemizi oluşturan Oymalı köyü ve Tepeköy köyleri 1994 yılında referandumla birleşerek Oymalıtepe adı altında belediye olmuştur. Belediye sonrası eski Tepeköy köyü Atatürk ve Kanuni, eski Oymalı köyü de Düz ve Cumhuriyet mahalleri olmak üzere Oymalitepe beldesi 4 mahalleye bölünmüştür. Demirciler köyünden referandum ile ayrılıp önce Ortaköy ismini alan eski Demirciler Mah. 1997 yılında belediyeye dâhil olarak Yeşilpınar Mahallesi adını almıştır. Bu gün Oymalıtepe beldesinin 5 mahallesi bulunmaktadır.
Beldemiz, 1916-1918 yılları arasında 18 ay Rus işgali altında kalmıştır. Bu işgal sırasında mahallelerimizden muhacir olarak başka yerlere giden insanlar olmuştur. Tarihimizin en acı ve en karanlık dönemi bu dönemdir. Bu dönem zarfında bölgemizde yıllarca halkımızla huzur ve barış içersinde yaşayan Rum ve Ermeniler yapmadıkları zulümler bırakmamışlardır. Bu zulüm ve işkenceler Ruslar bölgemizi terk ettikten sonrada devam etmiştir.
Ermeni ve Rumlar, belde halkımızdan yaylaya giden 8 kişiden 6 kişiyi Kocacık mevkiinde pusuya düşürüp hunharca öldürdüler. Olay 22 Mayıs 1922 tarihinde meydana gelmiştir. Bu olayı yaşayan insanlar Beldemizde halen daha mevcuttur. Kocacıkta ölen şehitlerimizin mezarları Kanuni Mahallemizde iki ayrı yerdedir. 2 Şehidimizin mezarı Kuran Kursu yanında, 4 şehidimizin kabri ise Kran bölgesindeki kabristanlıktadır.
Bu olay için destanlar yazılmıştır.
Merhum İmam Hasan’ın Destanından Bazı Bölümler
Toplandı Sifterliler
Gidiyorlar yaylaya
Gide Gide gittiler
Gümüşkiye vardılar
Birer sigar sardılar
Etrafa baktılar
Kimse yoktur dediler
Doğru yola indiler
Ne yapsın uşacıklar
Tutulmuş Kocacıklar
Kocacığın dağında
Dört beş atlı tüfekli
Uşakların içinde
O Halil çok yürekli
En birinci ateşte
Vuruldu Hasan Kadir
O Halil’in bileği
Kazan kadar yüreği
Daha vuracağıdı
Bozulmasa tüfeği
O vurulan urumu
Hepisida severdi
Galiyan mağarasına
Getirdiler geberdi
Olay Ermeni ve Rum çetelerinin işbirliği ile olmuştur. Rumlar için söylenen dörtlük bugün bile herkesin dilindedir.
Hiç can güven olur mu?
Santa’nın urumuna
Keser kabak felisi
Doldurur tulumuna
Kocacık Mevkiinde Şehit olanlar:
1- Yusuf YILDIRIM
2- Ahmet YILDIRIM
3- Hacı YILDIRIM
4- Halil İbrahim ŞAHİN
5- Mehmet ŞAHİN
6- Kadir AYYILDIZ
NOT: Ermeni ve Rum çetelerinin elinden sağ olarak kurtulan iki Sifterli ise; Mehmet ÇELİK (Hacı Topçu) ile Halil İbrahim ZORLU’dur.
Hacı Topçu olay meydana geldiği zaman 17 yaşında idi.
Ali Ölmez (Uzun Ali)’nin sözlü ifadesi:
“8 Kişi Köyden çıktılar. Armutlukta o gece kaldılar. Sırhanlı’da jandarma karakolu vardı. Yolda eşkıya ile karşılaşacaklarını tahmin ettikleri için karakoldan asker yanlarına aldılar. Korkuları ve şüpheleri Gümüşki dağı idi. Gümüşki dağına kadar silahlılar ikişer ikişer ayrı ayrı yol aldılar. Gümüşki dağına vardıkları zaman baktılar ki burada bir pusu yok toplandılar. Burada bir kahvaltı yaptılar. Tüfeklilerin başı Hatip Mehmet idi. Arkadaşlarına dedi ki: “Siz teker teker mesafeli olarak gidin. Onlarda Gümüşki’ye indiler orda eğlendiler. (Askerler Trabzon sınırları içersinde Gümüşki dağında kaldılar. Ordan oyanı Gümüşhane’ye ait idi.) Hatip Mehmet arkadaşlarının yanına indi onlara kızdıki niye eğlendiniz. Hatip Mehmet yola verdi arkadaşları da peşinden gittiler. Üçyüz dörtyüz metre ilerledikten sonra Rum ve Ermeniler tarafından sarıldılar.
Birinci ateşte sol tarafından Kadir vuruldu. Hatip Mehmet yoldan üst tarafa fırladı. Kardeşi Halil İbrahim onu takip ederek ateş eden uruma baş kaldırtmadılar. Halil İbrahim’in tüfeği bozuldu. Daha ateş edemedi. Abisine bağıdı ki: “Abi benim tüfeğim bozuldu.” O da ona dedi ki: “Koş Kadir’in tüfeğini al” Halil İbrahim geri döndü. Sol taraftan urum baş kaldırarak Hatip Mehmet’i sol omzundan vurdu. Sağ tarafından kurşun çıktı. Diğer arkadaşlarından Dulkadiroğlu Ahmet teslim olmalarını istemiş. Dulkadiroğlu Hasan; “Teslim olursak bizi vururlar” demiş. Neticede teslim olmuşlar. 8 tüfekli idi kaldılar 6 kişi. Sağ kalanları sorgu-suale tutmuşlar. Rum ve Ermeni çetelerinin başı Mıgır idi. Mıgır Tepeköy’de yaşayan Ermenilerdendi. Mıgır Topçu Mehmet’e sordu ki “Sen kimin oğlusun” o da Paşa Mehmet’in torunu olduğunu söylemiş. Tüfeğini almışlar onu serbest bırakmışlar. (Paşa Mehmet aç olan kim olursa olsun herkesi yedirdiğinden herkes tarafından çok sevilen birisi imiş.) Sıra gelmiş Farşak İbrahim’e “Sen kimin oğlusun” demişler. Oda “Farşak Eminin torunuyum” demiş. Farşak İbrahim’i de vurmaya ayırdılar. Rumun bir tanesi gelmiş Farşak İbrahim’in yanına gördü ki İbrahim’i vuracaklar arkadaşlarına dönerek “Bunu vuracağınıza beni vurun.” Bunun üzerine İbrahim’i vurmadılar. (Farşak İbrahim değirmencilik yaptığı bir sırada çocukları aç olan bir Rum’a bir kürek un vermişti.) Geri kalan dört kişiyi vurdular. Vurulanlardan Halil İbrahim ayağından vurulmuş, ölmemişti. Rum ve Ermeniler vurulanların üzerlerini aramıştılar. Bunlardan bir tanesi tatmin olmamış ki demiş ki ben bunları tekrar arayacağım. Halil İbrahim de kolunda bıçağını saklamıştı. Rum gelir gelmez bakmış ki ben nasıl olsa öleceğim bıçağı Rum’a saplamış. Rum’un cırıltısını duyan Çete elemanları Halil İbrahim’i canlı yakalayabilmek için basmışlar ayağından mermiyi. Halil İbrahim’in ayaklarını hep kurşun kesmişti. Tabi Halil İbrahim’i canlı olarak yakalayamamıştılar."
_____________________________________________________________
Not: Bu Bilgilerin tüm hakları Araştırmacı Yazar Şevket ÇELİK’e aittir.
_____________________________________________________________ |
"Şiddete Meyyalim Vallahi Dertten" |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com.
This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers
but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good
reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the
Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse
to include even this then support on our forums may be affected.
The phpBB Group : 2002
// -->
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
|