Önceki Başlık :: Sonraki Başlık |
Yazar |
Mesaj |
selamtugba0854
Bağımlı Üye
Kayıt: Jun 04, 2009
Mesajlar: 75
Nereden: istanbul artvinşavşat memleketim
|
Tarih: 04 Kasım 2009, Çarşamba 11:36:44 Mesaj Konusu: DOGDOGRU İNSAN OLMAK |
|
Bıçakları değil, farkı hissedin. Siz de kazanın!
UZAKLARDAN BIR SES Yalnızlık yalnızlığı hakedenlerin defterinde, etrafında kalabalıkla yitip gidenlerin vicdanlarında ...
Bir tek kişi gülmese içten, hep maske altından baksa yüzler umrumda değil...
Ne tanınmak amacım, ne istenmek... Verdiğim kadarını bile almak istemiyorum. Hatta öldükten sonra bile...Bana değneği verene , körlük edip vurmuyorum ya gerisin geriye...
Gülden ne koku istiyorum, ne de şarkı bülbülden.. Hırslar sadelikte erirken , kim tahmin ederdi ki en kompleks olanın en sadenin perdesi arkasında beklediğini...
Sonsuzluğun, hiçliğin gözünden gülümsediğini...
DOSDOGRU INSAN OLMAK
Birkac ay onceydi.. Oglen vakti , bir alisveris merkezinin mescidine girdim.. Vakit epeyce ilerledigi icin iceride pek kimse yoktu. Uzakdogulu gorunumlu 30 - 35 yaslarinda bir hanim abdest almis titizlikle ortusunu baglamaya calisiyordu. Uzerinde yukaridaki fast food yiyecek satan yerlerden birine ait , armali uniforma vardi. O sirada iceriye orta yasli arap bir anne ile 14- 15 yaslarindaki kizi girdi. Genc kiz aynanin onunde ortusu ile ugrasan bayani gorunce heyecan ile annesine birseyler soyledi sonra da yanina giderek: ‘Sen yukarida calisiyorsun hep goruyorum ama sasirdim simdi, masaallah cok sevindim ne zaman musluman oldun?’ diye sordu. Genc hanim kisik ve titreyen bir sesle cevap Verdi “ 3 gun once” Iste bundan sonrasi benim icin anlatilmasi guc duygularin yasandigi cok onemli dakikalardi.. Ucumuz gayriihtiyari hanimin etrafini cevirdik heyecan icinde, anlattigi hikayesini dinlemeye basladik… O ise gozleri dolu dolu, sesi titreyerek, tedirgin , sicak ama sicacik bakislar ile anlatiyordu…. “ 10 yildan fazladir bu ulkedeyim ‘ diyordu. “ Buraya calisip para kazanmaya geldim. Sri Lanka liyim . Ayni memleketli 5- 6 arkadas ayni evde kaliyoruz. Ben yillardan beridir dikkat ediyorum da Islami kendime cok yakin buluyordum. Sessiz bir insan sayilirim, Kimsenin isine karismam, kimse ile alay etmem, kimse hakkinda konusmam, hep iyi insan olmaya calisirim, pek fazla paraya onem vermem. Arkadaslarim da cogu zaman benimle dalga gecerler. Bu ramazan birden tuhaf birseyler hissettim. Kendi kendime dedim ki ben de muslumanlar gibi oruc tutacagim. Denedim , cok muthis hissettim kendimi. Ne kadar guclu oldugumu anladim. Icimdeki duygular o kadar guclu idi ki anlatamam. Ramazanin sonlarina dogru karar verdim ben musluman olmaliyim diye… Islam merkezine gittim. Oradan Allah , Islam , ibadet gibi konularda merak ettigim herseyi sordum. Sonra dedim ki iste benim aradigim bu.! 3 gun once de musluman oldum , belgemi de aldim. Ama evde artik benimle kimse konusmuyor. Bu zaten deliydi, simdi artik iyice cildirdi diyorlar. Bende sadece gulumsuyorum.! Yalniz simdi cok korkuyorum . Hic hata yapmamam lazim. Hersey sifirlandi yeniden basliyor hayatimda. Her attigim adima dikkat ediyorum. Agzimdan her cikan soz icin on defa dusunuyorum. Acaba yanlis birsey soyler de kimseyi uzermiyim diye… Yaptigim iste azami dikkat sarfediyorum kimsenin hakki uzerimde kalmasin diye. Herseyi dosdogru yapmam lazim, ben artik muslumanim , olabildigince, elimden geldigince iyi olamam lazim……. “ Boyle anlatip gidiyordu iste…
Icimin titredigini hissettim. Hepimiz yan yana namaz kildik. Onun, yanibasimda elleri ayaklari titreyerek , husu icinde kildigi namazi hic unutmayacagim. Sonra da bana gozlerini dikerek “ dogru yapabiliyorum degil mi, Kabul olur degil mi?’ diye sorusu… Aman Allahim!… acaba ben , ya benim yaptiklarim. O kadar ozendim ki. …. Onun yerinde olup Rabbime en az onun kadar yakin olabilmeyi istedim…. Ellerini tuttum dua ederken eger beni de hatirlarsan bana da du et olur mu dedim. …. Oradan nasil ayrildigimi eve nasil geldigimi hatirlamiyorum. ….
Aslinda her an yeni bir baslangic yeniden bir yaradilis degil mi… Rabbim her an yenibastan yaratmiyor mu her seyi. O zaman hicbir zaman gec degil ! degil mi? … Su an , simdi herseye yeniden baslayabiliriz onun gibi. O kadar titiz. Dogru ve durust bir insan olmaya… Her soyledigimize, her attigimiz adima dikkat edebiliriz. …. Gecmis gecmistir ders aliriz ama ‘ keske oyle degilde boyle yapsaydim …..’diye birsey yok , zamani geri getiremeyecegimize gore bu keskeler daha fazla zaman kaybindan baska birsey degil. Gelecekte ise bizi neler bekliyor bilmiyoruz. Iste elimizdeki en buyuk hazine …. Yasadigimiz an . Onu en iyi nasil yasariz . !!! ona bakmali degil mi?…
Nerede olursak olalim, ortam nasil olursa olsun biz hep olmamiz gerektigi gibi dosdogru olacagiz. Bazen kendimizi yapayalniz hissediyoruz bu insan kalabaliginin icinde Oysa bir bilebilsek hic bir an yalniz olmadigimizi………
Yillar once bir mektubunda soyle yazmisti rahmetli kardesim :
“ Yalnizlik yalnizligi hakedenlerin defterinde, etrafinda kalabalikla yitip gidenlerin vicdanlarinda… Bir tek kisi gulmese icten, hep maske altindan baksa yuzler, umrumda bile degil. Ne taninmak amacim , ne de istenmek. Verdigim kadarini bile almak istemiyorum. Bana degnegi verene , korluk edip vurmuyorum ya gerisin geriye. Gulden ne koku istiyorum , ne de sarki bulbulden. Hirslar sadelikte erirken, kim tahmin ederdi ki en kompleks olanin en sadenin arkasinda bekledigini. Sonsuzun hicligin gozunden gulumsedigini…..” |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Askin-Elif-Hali
Bağımlı Üye
Kayıt: Oct 11, 2009
Mesajlar: 86
Nereden: izmir_
|
Tarih: 04 Kasım 2009, Çarşamba 20:13:44 Mesaj Konusu: Re: |
|
SEVGİ CEHENNEMİ/AŞK ACISI…
Sevgi, yaratıcısının insanoğluna sunduğu en kıymetli
duygulardan belki de birincisidir. Buna rağmen her şeyde olduğu gibi onda da kayma noktaları vardır. Bu kaybetme unsurlarının başında başka sevgilerin Allah sevgisini geçmesi veya ona ortak olması gelir. Kur’an bunların ikisine de işaret etmiştir (Bakara, 165; Tevbe, 24) ve sonuçları aynıdır: Hüsran.
Bir başka sevgiyle yanıp tutuşan kalp, asıl vazifesinden uzaklaşır ve ceza olarak da daimi bir sıkıntı içerisine girer. Ve bu, gerçek sevgilisine yöneleceği ana kadar da sürer.
Sevgi cehennemi bu dünyadadır. Ve mecazi aşktan kurtulamayan her fert orada ceza çekmeye mahkumdur. İnsan, kalbindeki muhabbeti gerçek sahibine yöneltene kadar da tekrar tekrar dirilip yanmaya devam edecektir bu cehennemde. Ne zaman ki gönlünden çıkarıp atar mecazi mahbubları, işte o zaman kurtulur sevgi cehenneminden. Çünkü bu cehennem kişiyi gerçek sevgiye ve gerçek sevgiliye hazırlamak içindir. Yani olgunlaşması için ham olan kalbi pişirir. Ve kıvamına erince artık yanması son bulur kalbin. Ve çektiği sıkıntılar sona erer.
Elbette dünyada her şey ama her şey bir imtihandır… Allah kullarını test ediyor her şeyle… İnsanın kalbine sonsuz bir sevgi melekesi koymuş Allah, öncelikle ve en çok kendisini sevsin diye… Ondan sonra diğer sevilecekleri sevmeli insan… Aksi halde zaten aşk acısından kurtulamaz asla… Aşk acılarının tek sebebi, sevilen kişiyi Allah’tan fazla sevmektir, adeta sevgiliyi tanrılaştırıp sevgiyi en fazla ona duymaktır…
Olması gereken, kalbin sultanlık tahtında Allah’ı misafir etmesidir insanın… Kalbin merkezinde Allah olunca zaten bütün kainat sevilir Allah’tan ötürü… Yunus gibi, yaratılan sevilir yaratandan ötürü… Öyle olunca da insan sevgi duyduğu her şeyi bir başka sever artık… Allah’ın ona özel bir hediyesi olarak görür her şeyi… Ki öyledir zaten, kainattaki her şey insan için yaratılmıştır… İnsan ise Allah’ı bilip tanıması ve sevmesi, dolayısıyla da Allah’a itaat etmesi için yaratılmıştır… Sevilenler Allah için sevilince hem Allah aradaki sevgiyi kuvvetlendiriyor; hem de ebedileşiyor o sevgi ve o sevilen ve dahi seven… Allah için olmadıktan sonra, hem fanidir bir gün kaybolup gider ve geriye acılar bırakır; hem de Allah’ın gayretine dokunacağı için ayrıca bir cezaya maruz kalır insan…
Allah en çok kendisini sevmemizi istiyor… Ondan sonra sırasıyla değerlerine göre sevgiyi dağıtmamızı istiyor hak edenlere… Zaten Allah’ı gereği gibi tanısak, onun sonsuz sevgiye layık olduğunu ve en fazla onu sevmemiz gerektiğini anlarız… Ve kalbimizin sultanı Allah olur… Kalbimizin sultanı Allah olduktan sonra da her şeyi Allah’tan ötürü severiz…
Öyle olunca da Allah o sevgilerimizi hem kuvvetlendirir, hem de ebedileştirir…
Bunu başarabilenler asla ve asla aşk acısı çekmezler… Hayatlarının her anı huzur ve mutlulukla geçer… Başkalarının acı çektiği durumlarda bile huzurlu ve mutlu olurlar daima…
Denemesi bedava… Kolay değil elbette… Basit bir okul bitirmek için bile ne sınavlardan geçiriliyoruz… Ebedi bir cennet, hem de ebedi nimetlerle dolu bir cennet kolay ve bedava olmasa gerek…
Allah hepimizi sevgisini, rızasını ve cennetini kazanan kullarından eylesin… İnşallah... Kalplerimiz Allah sevgisiyle dolsun taşsın... Kainata Allah sevgisi yayılsın kalplerimizden... Bütün varlıklarıyla bütün bir kainat bize hayır dualar etsin... Kalbimizin merkezinde Allah olduktan sonra her şey güzel, her şey hoş... Kalplerimizin sultanlık tahtında Allah olsun daima... Kalbimizin biricik sultanı Allah olunca, bütün dünya bize küsse bile yalnızlık çekmeyiz asla... Ama kalbimizin sultanlık tahtında Allah yoksa, o zaman bütün dünya çevremizde koştursa bile hep yalnız ve huzursuz hissederiz kendimizi... Allah daima bizimle; biz de daima Allah ile oluruz inşallah... |
|
|
|
|
|
gursoyt
Altın Üye
Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara
|
Tarih: 05 Kasım 2009, Perşembe 12:14:48 Mesaj Konusu: Re: DOGDOGRU İNSAN OLMAK |
|
Çok hoş bir paylaşımdı selamtugba0854. Aslında ibadetler, samimiyetle, huşu içerisinde yapıldığında bir değer taşır. Hani sanatçıların beylik bir lafı vardır ya, "Sahneye her çıktığınızda, eğer aynı heyecanı taşımazsanız iyi sanatçı olamazsınız" derler, işte bence de ibadet öyle olmalı, eskimemeli, yıpranmamalı.
İnsan enteresan bir varlık, ilgisi sürekli yeni ve değişik eylemlerde; birini yaptığında o değerini yitiriyor, daha başka, farklı aktivitelere yöneliyor. Araştırma ve ileriye yönelme için, bu insana itici güç olsa da, ahlaki, dini değerlerde ve ibadette pek de geçerliği olmayacak, hatta istenmeyecek bir durum arzediyor. Düşünsenize, bir eşten sıkılıp diğerine koşan insanları, ibadet yaptıkça, monotonlaşan, olayın ruhundan uzaklaşanları. İbadette dünyadan ayrılamayanlar, düşünceleri o kısacık zaman içinde bile, Allah'a yöneltemeyenler belki biraz daha gayret göstermeliler.
Bu yüzden, zaman ilerlediğinde de aynı heyecan ve şevki muhafaza edebileceklerini umud ediyorum ve diliyorum. Elbette bu dileğim hepimiz için geçerli.
Bir tezim daha vardır ki, o da şu, iyi insan olmaya gayret edenler, insanları sevip değer verenler, kul hakkını yemekten kaçınanlar, ibadette huşuya daha yatkındırlar diye düşünüyorum. Başlık konuya harika oturmuş.
Emeğiniz ve paylaşımınız için çok teşekkürler selamtugba0854 .
Askin-Elif-Hali'nin yazısı pek konuyla ilgili olmasa da, o konuda da söylemek istediklerim var elbette. Aşk acısı, sevdiğini Allah'tan daha fazla sevdiğin için çekilmez; buna kesinlikle katılmıyorum. Allah, insanı yarattığında, ona kendi ruhundan üflemiştir, Kur'an-ı Kerim'de bu şekilde bahsedilmektedir. Bu durumda herhangi bir insanı sevmek, içinde ilahi ruh barındırdığından, zaten bir şekilde Allah sevgisini işaret etmektir. Yunus'un o ünlü ifadesi boşa değildir, "Yaratılanı severim yaratandan ötürü" diye. Mevlana ve Şems'in aşk üzerine bahisleri de, sufi düzeyde aşkın, ilahi aşktan çok da fazla ayırt edilemeyeceği üzerine değil midir? Hem her türlü acı, insanı yaratana daha fazla yaklaştırmaz mı? Her türlü sevincin ve coşkunun da yaklaştıracağı gibi? Sanıyorum asıl önemli olan, bu hisleri duyanın, inancının olup olmadığıyla ilgili. Eğer bir şekilde, ilahi mesajlara kapalı değilse, kesinlikle her iki konumda da Allah'a yönelecektir.
Tabii ki belirttiklerim, kendi kişisel düşüncelerimdir.
Sizin de yorum, emek ve paylaşımınız için çok teşekkürler Askin-Elif-Hali. |
Tuğrul GÜRSOY |
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com.
This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers
but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good
reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the
Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse
to include even this then support on our forums may be affected.
The phpBB Group : 2002
// -->
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
|