Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - Ekonomi Garip Birşeydir
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

Ekonomi Garip Birşeydir

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 12 May 2009, Salı 15:51:05    Mesaj Konusu: Ekonomi Garip Birşeydir Alıntıyla Cevap Ver

EKONOMİ ÜZERİNE !!!!!!!

Mevsim yaz, aylardan Ağustos ayı...

Riviera kıyısında küçük bir kasaba, yaz sezonu, ancak yağmur yağıyor, yani kasaba bomboş.
Herkesin borcu var ve kredi ile yaşıyorlar.

Şans eseri bir otele zengin bir Rus geliyor ve resepsiyona 100 $ bırakıp, odaya bakmaya çıkıyor.

Otel sahibi parayı hemen alıp, et marketine olan borcunu ödüyor.

Market sahibi 100$ kaparak, hemen toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor.

Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, ziyaretçisini misafir ettiği otele olan borcunu ödüyor....

Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100$ parasını alarak kasabayı terk ediyor.

Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor, ancak TÜM KASABA BORÇLARINDAN KURTULUYOR VE GELECEĞE ÜMİTLE BAKIYOR!!!.

(Not: Kasaba ölçeği küçültülmüştür.)

Acaba bize de böyle Rus turistler mi lazım?

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

zafersoy

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Oct 30, 2008
Mesajlar: 2039
Nereden: TRABZON



MesajTarih: 12 May 2009, Salı 19:23:07    Mesaj Konusu: Re: Ekonomi Garip Birşeydir Alıntıyla Cevap Ver

trabzon için inanın rus turist lazım değil..abramowiç gelse yinede burda ruslara başka gözle bakarlar ..ama komik bir piyasa değerlendirmesi olmuş.ya otelciye kimsenin borcu olmasaydı ozaman çıkın işin içinden nasıl çıkacaksanız..bizim ekonominin düzelip refaha çıkabilmemiz için acilen üç önlemden biri alınması lazım..ya avrupabirliğine girecez o zaman tl diğer paralar karşısında değer kazanıp tüm borçlarımızı ödeyecez.ya avrupabirliğinden tamamen vazgeçip ortadoğu ülkelerinin oluşumuyla bir ittifakın içinde bulunacaz veya sınırları herkese kapatıp kendi yağımızda kavrulacaz..bence aksi taktirde böyle emekler dururuz..ayağada kalkamayız..ama gönül hep üçüncü seçeneği istemiştir

teşekkürler tuğrul bey alkış

<div>Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. <br>Kuyu dibinde kaldın diye kırılma belki oradan bile bir kapı açılır. <br>Yusuf kuyudan sultan oldu.."</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

Bir_Beyaz_Mendil

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 07, 2008
Mesajlar: 509
Nereden: samsun



MesajTarih: 12 May 2009, Salı 19:36:32    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Yaw hocam yapma "ALLAH" aşkına rus müşterilerden kim para kazanmıştı biz kazanalım… :
Bu amaçla sarp kapısı bunlara açılmadımı…Ama ne yazıkkı rus turistler gelince hiçde öyle olmadığı görüldü…

Rus turistler geldiğinde cebimizde para bırakmadıkları gibi tarladaki mahsulden,elimizdeki davarlardan olduk yani... kahkaha
Hahta ben iyi biliyorum adam onlar için ahırdaki ineğini bile sattı… Elimizde birkaç gayri menkul kaldı onları da ruslara kaptırmayalım yani…

Biz yine bütün borçlarımızı ödeyip bizi borçsuz bırakmayan IMF den şaşmayalım… saygılar sunuyorum…


Gün biter gülüşün kalır bende...---->^^KaRaYeL^^
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

=FLOWERS=

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Dec 11, 2008
Mesajlar: 1681




MesajTarih: 13 May 2009, Çarşamba 07:28:03    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bir pazar sabahıydı. Haftanın bütün yorgunluğunu atmak için gazetesini eline alıp büyük iştahla keyif yaparak okumaya başlayan babanın yanına 7-8 yaşlarındaki oğlu gelir. şöyle der:
--Babacığım bugün pazar. Hani bana söz vermiştin senle balığa gidecektik.
Baba unutmuştur çocuğa verdiği sözü. Ama hiçte keyfini bozmak istemez. Gözüne gazetenin o gün ek olarak verdiği dünya haritası takılır. Haritayı eline alır ve başlar küçük küçük parçalara ayırmaya. Sonra çocuğa uzatarak şöyle der:
--Tamam ama bir şartla. Şu dünya haritasını birleştirirsen söz gideceğiz. der.
İçindende bu haritayı en iyi coğrafyacılar bile 1 günde anca birleştirir. Neyse ki kurtulduk bu hafta der.
Çocukta çaresiz alır haritayı odassına gider ve başlar birleştirmeye.
Yaklaşık 20 dakika sonra çocuk büyük bir sevinçle babasının yanına koşar ve şöyle der:
--Babacığım dünya haritasını birleştirdim hadi çıkalı artık..
Adam çok şaşırır. Haritayı eline alır ve bakarki gerçekten birleştirilmiş. Merak eder ve sorar oğluna:
--Ama nasıl olur evladım. Sen nasıl birleştirdin bunu anlat bakayım. der
Çocuğun vermiş olduğu cevabı lütfen dikkatli okuyun:
--Babacığım bana vermiş olduğun haritanın arkasında kocaman insan resimleri vardı,
İNSANLARI DÜZELTİNCE DÜNYA DA DÜZELDİ..!


Bence gerçek çözüm bu..gerisi zaten gelir..çok güzel ifade etmiş bu fıkra

BU arada Beyaz ahırdaki Davar dan olanın yanı sıra evdeki Avrattan olanda çok değil mi..? bunuda ben ekleyim dedim:)

Tşkler tuğrul bey..güzeldi.. alkış

<div> __________ EDEP ile gelen LÜTUF ile gider __________</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 13 May 2009, Çarşamba 08:44:43    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Öncelikle yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Pozitif bilimler olsa, genellikle yöntemler farklı olsa da, sonuç tek çıkıyor. Ekonomi deyince, olayın içinse, sosyal etkenler, psikoloji, insan davranışı ve bunun gibi, tam olarak anlaşılmamış, kişiye göre değişen çözümler ve yöntemler söz konusu oluyor. Kitaplar oluşturacak kadar makalaler yazmış, ekonomi profesörleri bile, olay uygulamaya geldiğinde başarısız olabiliyorlar ki bunu yakın tarihimizde sanırım birkaç kez yaşadık.

Zafer Bey'in dediğine katılıyorum, farklı bir seçenek lazım. Ama ben dördüncü seçenek diyorum;

1-Avrupa Birliğinin, biz katılsak da katılmasak da geleceğinin olduğunu düşünmüyorum. Sadece benim fikrim değil, bu konuda dünyaca ünlü düşünür ve stratejistler de aynı fikirde. Sanayi devrimini başaran, genellikle her konuda öncü olan İngiltere'nin birliğe tam entegre olmamasının da bir ipucu verebileceği kanısındayım. Zaten şu anda, içinde bulundukları bunalım da gözlerden kaçmıyor. Üretimleri düşük, istihdamları zayıfladı, artık sömürge ülkeler olmadığı için (tam sömürge kastedilmiştir), başkaca da gelirleri yok.

2-Ortadoğu ülkeleriyle tam bir ittifak yapmayı biz istesek bile, tarihsel gelişimlerden dolayı, bu konuda bir başarı sağlayabileceğimizi düşünmüyorum. Müslüman ortadoğu, İngiltere ve Amerika gibi Hristiyan ülkeleri kendilerine Türkiye'den ç.ok daha yakın hissetmekteler. Unutmayalım ki, 1. Dünya savaşı sırasında dost, dindaş ve müttefik dediğimiz ülke vatandaşları, Lawrence gibi İngiliz ajanlarıyla beraber, Türk askerlerini katletmişlerdir. Hala da dost olduklarını ne kadar söyleyebiliriz? Suriye hala Hatay'dan vazgeçmiş midir? Irak güneydoğu anadoludan elini ayağını çekmiş, emellerini gizlemiş midir? İran, doğu anadolu için ne düşünmektedir? Saudi Arabistan Türk hazımsızlığını bırakmış mıdır?

3-Kendi yağımızla kavrulmak konusunda sanırım biraz gerilemiş durumdayız. Tarımsal üretim de dahil olmak üzere, birçok konuda gerilemeye başladığımızı inkar edemeyiz. Ekilebilir alanlarımızı, hızla bloklaşmaya teslim etmekte, organik tarımdan vazgeçerek, elimizdeki tohum genlerini de hızla yitirmeye doğru gitmekteyiz. Elektronik, mekanik ve sınai üretim için, maalesef, dışarıya bağımlıyız. Aslına bakarsak, sadece biz değil, tüm ülkelerin içiçe geçmiş şekilde, birbirlerine bağımlılıkları var. En basit şekliyle, herhangi bir ürünün parçaları, farklı farklı ülkelerde üretilegelmekte. Yani hiçbir ülke, kendi içine kapanıp, yaşamını, kalitesini yüksek tutarak idame ettiremez. Tüm toplumu formatlaması gerekir.

Buraya kadar sadece seçenekleri yorduk; kurtuluş için ne yapmamız gerekir konusu, güzel bir tartışma başlangıcı olarak durmaktadır, ne dersiniz?

Öykümüzde Rus turist, sadece ekonomiyi harekete geçirmek için, sadece tetik vazifesi yapıyor. Mekanik fiziğinden bir benzetme yapmak isterim:

"Tekerlekleri olmayan bir cismi, iterek harekete geçirmek, hareketi devam ettirmekten çok daha zordur, çünkü, durağan durumdaki sürtünme kuvveti, hareket halindeki sürtünme kuvvetinden büyüktür. Bir kere, durağanlıktan çıkardıktan sonra, daha kolay hareket ettirilebilir."

Flowers hocam, yeniden yazmaya, yazıma yorumla başlamanız beni çok gururlandırdı ve de çok sevindirdi, ama burda narsist bir övünç söz konusu değil. Yazılarınızı dört gözle bekliyoruz. Ayrıca, yukarıda anlattıklarımı, değişik bir benzetmeyle teyid eden öykünüz de çok güzeldi. Gerçekten, insanları düzelttikten sonra, dünya nasılsa düzeliyor.

Hepinize çok teşekkürler. kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

eliferdem

Elmas Üye
Elmas Üye



Kayıt: Sep 06, 2008
Mesajlar: 3901




MesajTarih: 13 May 2009, Çarşamba 09:44:42    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

emeğinize sağlık hepsi çok güzeldi (:

komşu oğlununda dediği gibi artık kimse kendi yağıyla kavrulmuyorr ...

Yan!" diyorum içime!..." Sadece sen yan! " Ve"Dayan!"diyorum gönlüme!..."Herkes mutlu olsun!... Sen dayan!..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

zafersoy

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Oct 30, 2008
Mesajlar: 2039
Nereden: TRABZON



MesajTarih: 14 May 2009, Perşembe 07:18:22    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

gider yurt dışından yağ alıpta bizim güzelim fındık veya mısır yağını kullanmazsanız tabiki kendi yağımızda kavrulamayız.
rusya:
feodal bir yapıya sahip olmakla birlikte uzun bir zaman komünizm ile yönettildi.başlıca besin maddeleri halende öyle olmakla beraber kartol (patates).kendi yağında kavrulurken aya ilk insanı yolladı.nato ittifakı sırf rusyayı devirmek için kuruldu..o kadar güçlendiki reaktöründeki çekirden infilak etti,ve dağıldı..o kendi yağında kavrulmaktan çıkıp dünyayı egemenliği altına almaya çalıştığı için yağ işi sonuç vermedi

japonya:

hiroşima ve nagazakiye atom bombaları atıldıktan sonra kapılarını tüm dünyaya kapattı.oda komünizm ile uzun yıllar yönetildi. pirinç başlıca gıda maddeleriydi ayrıca hep o karate filmlerinde gördüğümüz entarileri giydiler.şuanda teknoloji dendiğinde akla ilk gelen japonyadır..çünkü pirinç yağında kavruldular..

ee baştada sölediğim gibi bizde ancak fındık yağında kavrulursak düze çıkabiliriz.ithal edilen margarinlerle değil

<div>Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. <br>Kuyu dibinde kaldın diye kırılma belki oradan bile bir kapı açılır. <br>Yusuf kuyudan sultan oldu.."</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 14 May 2009, Perşembe 09:34:17    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

zafersoy demiş ki:
gider yurt dışından yağ alıpta bizim güzelim fındık veya mısır yağını kullanmazsanız tabiki kendi yağımızda kavrulamayız.

Aslına bakarsanız, yerli üreticinin ne kadar sıkıntıda olduğunu, sürekli ithalatın teşvik edilmesinin sakıncalarını, toplumdaki yabancı mallara merakın ne derece tehlikeli olduğunu, en yakından takip edenlerden biriyim, çünkü yerli üreticiyim.

Sovyet, Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(S.S.C.B.), konumu itibarıyla farklı bir ülkeydi. Dünyanın en fazla yüzölçümüne sahip, birçok lke ve farklı düşünce yapısında insanları bir arada barındıran, dünyanın neredeyse özeti halindeydi. Ayrıca, tüm yatırımlar, tek elden, devlet olarak yapılmaktaydı. Özel sektör yoktu. Ukrayna'da farklı, Gürcüstan'da farklı, Kazakistan'da farklı, v.b. teknolojileri yerleştirdi. Eğitime ve kültüre çok önem verdiler ama ülkeler birbirine bağımlı olsunlar diye de, bir teknolojiyi, diğerine aktartmadı. Okyanuslarla çok fazla bağlantısı olmadığından, modülleri karaya indirebilecek, teknolojiyi de tek kullanan ve geliştiren ülke oldu. S.S.C.B.'nin dağılmasından sonra, Rusya olarak, kendi yağıyla kavrulabilecek halde olabildiğini sanmıyorum. Zaten oluşan ekonomik depremler de bunun göstergelerinden.

2. Dünya Savası sonrası, Almanya ve Japonya, ciddi bir ekonomik deprem yaşadılar. Ülkeleri yıkık virane haldeydi, fabrikalar harap olmuş, yollar ve binalar kötü durumdaydı. O zaman sınai kalkınmaya önem verildi. Devlet, teknolojik araştırma, geliştirme ve üretimlere destek verdi. Japonya, patentleri geçersiz saydı, patentli ürün kopyalanmasını serbest bıraktı. Kopyayla başladılar. Sonrasında, araştırma geliştirme yapan firmalara, ciddi bir kaynak aktardı ve aktarmaya da devam ediyor. Disiplinli bir şekilde, yerli üretimi ve malı desteklediler. Japonya'da, ithal otomobil kullanmak, ayıp sayılır. Almanlar, ellerinden geldiği sürece, asla ithal mal kullanmazlar. Windows işletim sistemini bile, Linux ile değiştirdiler, ki Amerika'ya bağımlılıkları kalmasın ve ülke güvenliği sekteye uğramasın.

Şimdi ülkemize bakarsak ne görürüz, düşünelim. Hangi devlet büyüğümüzün altında yerli otomobil vardır? Neden dünyanın en güçlü finansına sahip Türk Silahlı Kuvvetleri, kendi tankını, helikopterini, uçağını üretmemektedir? Bırakın üretmeyi araştırması dahi yapılmamaktadır? Kendi ulusal yazılımını, TAİ'de üretilen uçaklarda kullanmamaktadır?

Yapılması gereken o kadar çok şey var ki. Ama tarımı düşünürsek, bunların hepsinden daha vahim. Yiyecek ve su olmazsa yaşama şansımız hiç yoktur. Nesli'nin yayınladığı, Kırmızı İbikli Küçük Tavuk hikayesine gönderme yaparak yazımı bitirmek istiyorum.

Konuya katlılarının için çok teşekkür ederim, Zafer Bey kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^