Önceki Başlık :: Sonraki Başlık |
Yazar |
Mesaj |
ayandira
Bağımlı Üye
Kayıt: Feb 20, 2008
Mesajlar: 130
Nereden: kocaeli
|
Tarih: 31 Aralık 2008, Çarşamba 13:25:17 Mesaj Konusu: MUTLULUK ARANMAZ YAŞANIR |
|
Yaşadığımız dünyada insanı insan yapan değerlerin yerini bol kazanç, üstün başarı, makam ve mevki, güç ve kuvvet, iktidar gibi başka ölçüler almıştır. Bu ölçülerle yola çıkan insanlar kendilerine göre istedikleri en iyi noktaya ulaşmış olsalar bile yine de mutlu olamamaktalar. Toplumdaki psikolojik hastaların, boşanmaların, terör, intihar ve cinayetlerin, çocuk ve gençlerdeki davranış bozukluklarının, sapmaların, sigara, alkol ve uyuşturucu tüketiminin bunca önleyici çalışmalara rağmen devamlı artış göstermesi bu mutsuzluğun işaretidir.
Günümüzde pek çok insanın istediği, hayal ettiği her şeyi var: Çeşit çeşit yiyeceği, içeceği, model model rengarenk kat kat giyeceği, villa tipi evi, hizmetçileri, son model otomobili vs. Bütün bunlara rağmen mutlu değil. Yani iç âleminde, ruh dünyasında huzuru yok, kendi kendisiyle barışık değil. Bir türlü içinde kopan fırtınaları dindiremiyor. Oysa yaşadığı ortamda birçok eksiklikleri olan, haddinden fazla problem ve sıkıntılarla mücadele eden nice insanlar da vardır ki, bunca hengamenin içinde mutluluğu yakalamışlar, hayata olumlu bakmasını bilmişlerdir.
Bir adam yolda ayakları çıplak, elinde tek ayakkabıyla yürüyen bir çocuğu görünce sordu: “Geçmiş olsun yavrum. Ayakkabının bir tekini kaybettin galiba?” Çocuk bu soru karşısında gayet sakin bir şekilde: “Hayır amca. Ayakkabımın bir tekini buldum!” diye cevap verdi. Aslında her iki yönden de bakılınca ayakkabının biri yoktu, kayıptı. Ama adam olaya kayıp olan tek ayakkabıyı düşünerek olumsuz yaklaşırken; çocuk, kayıp olduğu halde bulduğu tek ayakkabıyı hatırlatarak olaya olumlu yönden ve başarısını ifade eder şekilde yaklaşmıştır. Olumsuz yönden bakılınca ayakkabının tekini kaybetmenin hüznü, olumlu yönden bakılınca ayakkabının tekini bulmanın sevinç ve mutluluğu vardır.
İşte hayatta yaşanan bütün olaylar, yorumlanışı açısından buna benzemektedir. Onun için William S. Burroughs: “Bence mutluluk, yaşananın, amacın ve zorlukların yan ürünüdür. Mutluluğu sırf mutluluk olarak arayanlar, mücadelesiz bir zafer istemektedir.” demektedir.
Hayata Olumsuz Bakmanın Zararları
Hayata ve olaylara olumsuzlukları ön plâna çıkararak ters yönden bakanlar, kendi mutsuzlukları için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Mutsuz bir insanın hayattan bir beklentisi yoktur. Üstelik de bu insan çevresine karamsarlık ve endişe bulaştırma mekanizması haline gelir. İçi bomboştur, iç huzuru yoktur. Hayatı gereksiz ve anlamsız görür. Yaşama sevincini kaybetmiştir. Hiçbir şeyden tat ve zevk alamaz hale gelmiştir. Enerjisini ve gücünü yitirir ya da gerektiği gibi kullanamaz. Her şeye olumsuz yönden baktığı için iyilikleri, güzellikleri göremez. Allahü Teâlâ'nın kendisi için hazırlamış olduğu sayılamayacak kadar çok nimetleri idrak edemez.
Huzuru, mutluluğu hep oyunda, eğlencede, makam elde etmede, mal-mülk sahibi olmada arar. Beyni istek, arzu ve heves listeleriyle dolu bu insanın doyumsuzluğu ve olumsuzluğu onu hep mutsuz edecek, ne kadar çok şeyi olsa da imreneceği, arzu edeceği bir şeyler her zaman olacaktır. Çünkü mutluluk aranmaz, yaşanır.
Batılı bir düşünür olan J. Webster: “Mutluluk, karşımıza çıkmasını beklemekle değil, karşısına çıkmayı bilmekle elde edilir.” derken mutluluğun düşünülen ya da tarif edilen bir şey değil, yaşanan ve hissedilen bir şey olduğu gerçeğine dikkatleri çekmiştir.
Hayata Olumlu Bakmanın Faydaları
Hayata ve olaylara olumlu yönden bakabilen insanlar, içinde bulunduğu anı ve ortamı en güzel şekilde değerlendirerek mutlu olmasını bilen kişilerdir. Şartlar ne kadar kötü olursa olsun onları iyi ve güzel yönüyle mutluluk lehine yorumlayabilir, olumsuzlukları olumlu hale getirebilirler. Bu insanlar sadece kendilerinin değil başkalarının da mutluluğu için çalışırlar. Egoist değillerdir. Onların yüce bir davaları, mutlaka belirlenmiş bir hedefleri vardır.
.......
Yine bu insanlar, çektikleri sıkıntıları, hastalıkları daha önceki hayatlarında yaptıkları hatalarına karşılık keffaret olacağı düşüncesiyle isyankâr olmazlar. “Bu da geçer yahu” deyip geçerler. Şikayetin, sızlanmanın kendilerini hem şükürsüzlüğe hem de umutsuzluğa iteceğini bildiklerinden sahibi oldukları nimetlere şükrederler.
Hacıveyiszâde Hacı Mustafa Efendi, ömrünün sonlarına doğru prostat ve şeker hastalığına yakalanmasına rağmen kendisini her gün biraz daha eriten hastalığından bir defacık dahi şikayetçi olmamış, ziyaretine gelenlere: “Rabbim Allah'ıma şükürler olsun hastalığımı dahi şeker verdi, hamdolsun O'na.” diyerek iman ve bağlılığın zevk ve neşesinden bir nefes dahi ayrılmamıştır. Bu hastalığı esnasında bazı dostlarına da: “ Bu şeker hastalığı değil, şükür hastalığıdır. Elhamdülillah, hem acımız, ağrımız olmuyor hem de hasta ecri alıyoruz. Şükürler olsun Rabbimize.” dermiş.
Bu kimseler, dünyanın geçici olduğunu bildikleri için çok fazla bir beklenti içine girmezler. Dünya ve dünyalığa pek metelik vermezler. Gerçek zenginliğin mal zenginliği değil, gönül zenginliği olduğunu bilirler. En kötü şartlar altında dahi olaylara ve insanlara hayır penceresinden bakarak:
“Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler.”
düşüncesiyle içinde bulundukları sıkıntıları hafifletir, “Lûtfunda hoş, kahrın da hoş” sözleriyle teselli bulurlar. Yüzleri hep güler, çevreye hep gülücükler/tebessümler dağıtırlar. Mutludurlar ve her halükârda etraflarındaki insanlara da mutluluk yayarlar. Beklentileri gerçekleşmediği zamanlarda hayata küsmek yerine “Her şeyde bir hayır vardır.” “Bir kapıyı kapatan Allah, bir başka kapıyı açar.” inancıyla yeniden hayata sarılırlar. Olayların sadece görünen yüzünü değil, perde arkasındaki yönünü de incelemeye ve anlamaya çalışırlar. Çünkü “Hayır gibi görünen işlerde şer, şer gibi görünen işlerde de hayır olabileceğine” inanırlar.
Bir düşünür: “Mutluluk insanın dışında değil içindedir. Zenginlikte, ihtişamda ve makamda mutluluk aranmaz. Kişi her halde mutlu olabilir. Mutluluk elimizdekilere bakış açımızda, zihniyetimizdedir.” demiştir.
Evet, hangi şartlar altında olursak olalım, mutluluğu mutlaka yakalayabiliriz. Yeter ki, hayata ve olaylara olumlu, iyi ve güzel yönden bakmasını bilelim. Bardağın boş olan kısmını değil, hayat veren su dolu kısmını görelim. Bütün çirkinliklere rağmen inancımız doğrultusunda inandıklarımızdan taviz vermeden hayatımızı ve hayat anlayışımızı olumlu şekilde yönlendirelim. Hayatta elde edemediklerimize üzülmek yerine Yüce Kudretin bize lûtfettiği sayısız nimetlere şükredelim.
Mutluluğu aramak yerine, bulunduğumuz hal içinde yaşadığımız hayatla mutluluğu elde edelim.
alıntı.Hoşuma gitti sizinle paylaşmak istedim |
<div>inşaALLAH derse yaradılan,inşa eder yaradan.</div><br> |
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com.
This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers
but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good
reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the
Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse
to include even this then support on our forums may be affected.
The phpBB Group : 2002
// -->
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
|