Kayıt: Feb 20, 2008
Mesajlar: 173
Nereden: ÇERKEZKÖY
Tarih: 20 Kasım 2008, Perşembe 00:54:30 Mesaj Konusu: Torpil Nasıl Yapılır?
Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulus'tadır. Bakan ise Niğdeli
Abidin ÖZMEN'dir. Bakan, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır. Bakanın gür
sesi:
"Giriniz!"
Atatürk'ün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girerler. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar.
Atatürk'ten gelen bir mektuptur bu:
"Bay Abidin ÖZMEN, Milli Eğitim Bakanı..."
Abidin ÖZMEN zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur:
"Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum.
Bu çocukları,uygun göreceğiniz, bir liseye (parasız yatılı olarak)
kaydını yaptırın..."
Bu, Atatürk'ün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan ÖZMEN,
Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve şu direktifi verir:
"Yaver Bey'in yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa Lisesi'ne
paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp her ikisi için de üçer yıllık
paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine
Atatürk'ün ismini yazdırarak bana getiriniz." der.
Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin ÖZMEN de kısa bir mektup yazarak
Yaver Bey'le Atatürk'e yollar.
Mektubun içeriği şöyle:
"Muhterem Atatürk, Yaver Bey'le göndermiş olduğunuz iki çocuk
hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk
gibi biri bulunduğu için; bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz
olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız
izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğunda
emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak
kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine
ait makbuzları ekte takdim ediyorum..."
Atatürk bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet İnönü'ye telefon ederek:
"Bak senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı." diyerek olayı anlatmış.
İnönü, Bakan adına özür dilemiş. Atatürk:
"Yok! demiş özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her
devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse
ve doğruyu gösterebilse."
Tarihi değeri olan ve hiçbir yerde yayımlanmayan bu anının
unutulup gitmesine gönlü razı olmayan bakanın yeğeni
yüksek mimar H. Rahmi ÖZMEN,
15.08.1985 günü bu mektubu gazeteci yazar Vahap Okay'a iletir. O da
15.09.1985'te gazetesinde yayımlar.
İşte devlet böyle kurulur, devlet böyle adamlarla yönetilir...
Kayıt: Sep 20, 2008
Mesajlar: 1498
Nereden: İstanbul
Tarih: 27 Kasım 2008, Perşembe 04:46:16 Mesaj Konusu:
Şimdi , tanıdık bulursan ve bir de bu tanıdık bakan, milletvekili ya da onlarla bağlantılı biri olursa işin % 100 tamamdır. Sorun bakan ya da milletvekilinde değil belki de, sorun bunlara fırsat verende, verdirende...Hani denir ya "İmam esnerse, cemaat uyur" diye, o misal işte . Yukarıda anlatılan olay şimdi yaşanmış olsa muhtemelen bakan görevinden alınırdı. Bu da Atatürk' ün sağlam kişiliğini açıkça ortaya koyuyor.
Zaman değiştikçe insanların, sistemin değişmesi doğal ama keşke bu değişim olumlu yönde olsaydı ! ve keşke "Atam rahat uyu, izindeyiz" derken her yönüyle izinde olduğumuzdan emin olsaydık!
Teşekkürler Reffazum , güzel bir anekdot
.......Rüzgar gibi geçti hayatımdan, adı ^^KaRaYeL^^ olan.......
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız