Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - 9 NCU KONUK MUSTİ_SHOW !!!
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

9 NCU KONUK MUSTİ_SHOW !!!
Sayfa Önceki  1, 2, 3  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Forum Üyeleri... Haftanın Konuğu... Forum Üyeleri... Haftanın Konuğu...
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

musti_show

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Feb 21, 2008
Mesajlar: 1110
Nereden: istanbul(sessiz şehir)



MesajTarih: 20 Temmuz 2009, Pazartesi 15:44:03    Mesaj Konusu: Re: musti_show Alıntıyla Cevap Ver

Mavideniz demişki:bu ne ya bu koltuk musti ben olsam bu koltuğa asla oturmam musti bak yazık sana sakın oturma ayyyyy çok kötü

Bende seninle aynı fikirdeyim mavideniz,sorulara ayakta cevap veriyorum:)

%fatma% demişki:bence sen bunu abim gelmeden yiyiver abi, ben ağamı evin başköşesine oturtur ordan cevaplatırım soruları.

Kardeş dediğin böyle olmalı,sabahtan beri ayaktayım yerimi ayarlabaldırlarım şişti ayakta durmaktan:))

Bir Beyaz Mendil demişki:benim bildiğim "mustik" işe koltuktan başlar, sonu beklersen bence aç kalırsın "komandom"...
tekrar koltuğun hayırlı olsun "mustik" kolaylıklar diliyorum...

Sen merak etme osman abim komandoda en az iki yedek koltuk vardır stokta:))teşekkür ediyorum


Zamansız Zamanlar demişki::bu koltuk burda durdugu sürece Ramle hayatta buraya gelmezz...kaldirin su koltugu ya... kahkaha

Bu yazı benle alakalı değilmiş,zamansız kapıya işaret koy Ramle gelirken dikkatli gelsin:)) ha bu arada benle alakalı sorularınıda
bekliyorum kahkaha kahkaha

Nesli demişki:Yeni konuğumuz musti_show, hoş geldiniz!
Soruları cevaplamada size kolaylıklar dilerim... Sorularımı daha sonra soracağım.
(Koltuğunuza güle güle oturun demek isterdim; ama resimden anlaşılıyor ki pek de gülerek oturulacak bir koltuğunuz yok.

Görüşmek üzere....

Kolaylık dileklerin için teşekkür ediyorum.O koltukta oturmanın kolay olmadığın biliyorum o yüzden şuan itibariyle sorularınıza ayakta cevap veriyorum

Mavideniz demişki:Musti hg din hayırlı olsun koltugun kolay gelsin ama malesef bu hafta burda olamayacağım için soru soramayacağım geldiğimde koltuktan kalkmamış olursan tabiki sanada soru sormak nasip olcak seni burda görmek güzel

Öncelikle teşekkürler mavideniz.Sen rahat ol bir hafta sonra sorarsın sorularını,hem koltuktan kalkmış bile olsam senin için bir saat daha otururum.Asıl sizlerle olmak güzel.

<div>OYUN BİTİNCE ŞAH'DA PİYON'DA AYNI KUTUYA KOYULUR!!!!</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

zafersoy

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Oct 30, 2008
Mesajlar: 2039
Nereden: TRABZON



MesajTarih: 20 Temmuz 2009, Pazartesi 23:04:22    Mesaj Konusu: Re: musti_show Alıntıyla Cevap Ver

musti tek kelime ile ifade edilemeyecek kadar harikasın. alkış inan sorulara verdiğin cevapları zevkle okuyorum.ikna kaabiliyeti olmayan bir uzman bir başçavuş ve bir binbaşıyla konuştuğunu okuyunca açıkçası çok şaşırdım.sen bi tarbzona gel,senle sahilde denizi koklayarak çaylarımızı yudumlayalım,çay bitmeden agam bana müsade askere gitmek istiyorum dersin .
kesinlikle yanlış anlamanı veya insanların seni yanlış anlamasını istemem.öyleki yüreği vatan aşkıyla yanan bir şahsiyet olduğuna eminim..senin sıkıntının sistem ile olduğunu düşünüyorum.o konudada benden iyi rehber bulacağını sanmıyorum..ayrıca o koltuğa gözün gibi bak o kadar yılanı zor bir araya getirdim,hafta bitince yılan şiş yapacaz

sorulara devam....

soru-1...siteye takıldığın günden itibaren en çok uyuz olduğun kişileri yazarmısın (ben hariç)

soru-2...sihirli bir gugarın olsaydı neleri değiştirmek isterdin (sihirli değnek bayanlara)

soru-3...evlenip çoluk çocuğa karışmak için ne bekliyorsun.?

her soru 30 puan üçüncü soru 40 puandır

başarılar... kırmızı gül

<div>Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. <br>Kuyu dibinde kaldın diye kırılma belki oradan bile bir kapı açılır. <br>Yusuf kuyudan sultan oldu.."</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

Bir_Beyaz_Mendil

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 07, 2008
Mesajlar: 509
Nereden: samsun



MesajTarih: 20 Temmuz 2009, Pazartesi 23:43:53    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Evet toplumumuzun örnek, şahsiyetli, kişilikle, sevecen, delikanlı, aynı zamanda vefalı has uşağı, birkaç aşırtma soruda ben soracam bakalım cevapların nasıl olacak…





SORULAR

Soru – 1 : Ben seni çok seviyorum, neden?
Soru – 2 : Toplumumuza bence gerçekten örnek bir gençsin,bunu neye bağlıyorsun ?
Soru – 3 : İnsanlar neden tokalaşıyorlar ?
Soru – 4 : Yağmurda koşan neden daha çok ıslanıyor ?
Soru – 5 : Lavaboda su neden sağa doğru akar ?
Soru – 6 : İngilterede neden trafik soldandır ?
Soru – 7 : Neden trafik lambaları kırmızı/ sarı ve yeşildir ?
Soru – 8 : Erkek bebeklerin giysileri neden mavidir ?
Soru – 9 : İnsanlar neden tokalaşıyorlar ?
Soru – 10 : Matemde bayraklar neden yarıya indirilir ?
Soru - 11 : Şemsiyelerin çoğunun rengi neden siyahtır ?
Soru - 12 : Günümüzde üniformalar neden haki renkte ?
Soru – 13 : Ata neden soldan binilir ?
Soru – 14 : Erkekler neden kravat takar ?
Soru – 15 : 13 sayısı neden uğursuzdur ?
Soru - 16 : Ayların günleri neden 28, 30, 31 gibi farklı ?
Soru – 17 : Bozuk paraların kenarları neden tırtıllıdır ?
Soru – 18 : Buz neden kaygandır ?
Soru – 19 : Saatin akrep ve yelkovanı neden sağa dönüyor ?
Soru – 20 : 24 ayar altın ne demektir ?

Not : “Mustik “ şimdilik sorularım bunlar yalan makinem ile sabırsızlıkla cevaplarını bekliyoruz… kahkaha Şimdiden kolaylıklar diliyorum… kırmızı gül

Gün biter gülüşün kalır bende...---->^^KaRaYeL^^
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 21 Temmuz 2009, Salı 07:37:34    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Mustim harika gidiyorsun tesekkurlerrrr.
Benim sorum bu kez genele olacak.

1- Sorular netten mi kopyalaniyor yoksa icten ve kalbdenmi soruluyor. Kopya cekmek yasak olmalimi sizce bu bolumde ) Bu soru genele ama sen cavapla mustim.

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

%Fatma%

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Oct 23, 2008
Mesajlar: 136
Nereden: İstanbul



MesajTarih: 21 Temmuz 2009, Salı 08:06:44    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili Musti, Zafer abinin sorduğu 40 puanlık sorunun cevabını bende açıkçası çok merak ediyorum, ne zaman hala sıfatıyla şereflenecem kahkaha

€Lden düşme sevdaLar değiL ßenim istediğim ya yüreğinin sahißi oLmaLıyım yada hiçßirşeyin
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

musti_show

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Feb 21, 2008
Mesajlar: 1110
Nereden: istanbul(sessiz şehir)



MesajTarih: 21 Temmuz 2009, Salı 11:02:08    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

ZAFER agam korkarımki bu konuyu tartışırsak su görev yaptığn yılların tazminatınıda istersin devlettenneme lazım devlette benim cebimden alır kahkaha çay olayını verilmiş br söz olarak algılıyor beyin ajandaın bir köşesine kaydediyorum
Zafer ERSOY demişki:

1...siteye takıldığın günden itibaren en çok uyuz olduğun kişileri yazarmısın (ben hariç)

1... İsimler çok önemli değil bence ama emin ol BABAM gelip ukalalık yapsa uyuz olurum..

-2...sihirli bir gugarın olsaydı neleri değiştirmek isterdin (sihirli değnek bayanlara)

2...Tahminim seni o gugara asar gugarıda boğaz köprüsüne bağlardım kahkaha kahkaha
Yapılacak o kadar çok şey varki,ama ne oyle bir gugar var ne de olacak realist olalım lutfen komando kahkaha

3...evlenip çoluk çocuğa karışmak için ne bekliyorsun

3...sanırım bizdaha büyümeyi

<div>OYUN BİTİNCE ŞAH'DA PİYON'DA AYNI KUTUYA KOYULUR!!!!</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

musti_show

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Feb 21, 2008
Mesajlar: 1110
Nereden: istanbul(sessiz şehir)



MesajTarih: 21 Temmuz 2009, Salı 15:35:57    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Bir_Beyaz_Mendil abim öncelikle iltifat dolu sözlerin için teşekkürler.Halil abimin dediği gibi kopya çektiğinianlamadım sanma.Ama bu seer notunu kırmıyorum ihtar verecem.Yarın VELİN burada olsun

Sorular hakkaten aşırtma bu sebepten benimde faul yapma hakım var sanırım

Soruların çoğunluğu benle değilde araştırmacılarla alakalı bu yüzden bildiklerimi cevaplayıp bilemediklerimide bu güzel soruları üreten sen değerli abimden cevaplamanı rica edecegim.

Bir_Beyaz_Mendil demişki:
1..Ben seni çok seviyorum, neden?
2..Aslında bu sorunun cevabını yine en iyi sen verirsin abim.Tahmin yürütüyorum;o güzel yürek sevse sevse YARADNDAN ÖTÜRÜ sever.

2 : Toplumumuza bence gerçekten örnek bir gençsin,bunu neye
bağlıyorsun ?
2: Öncelikle orta yaş grubuna adım atan birisi olarak sizlerin gözünde genç görünmek son derece sevindirici
Eğer örnek bir insansam ki o zaman ne mutlu bana. Bunu bir yere bağlayamam sizlerin tevecühü.Herşeyimle sade ve doğalım bunu söyleyebilirim.

3 : İnsanlar neden tokalaşıyorlar ?

3 Bildiğim kadarıyla tokalaşma aslında çağlar öncesi bir adet. Çok eski çağlarda, tüm erkekler bir silah taşıyor ve çoğunluğu da bu silahı sağ eli ile kullanıyormuş.
Bir erkek diğerine dost olduğunu, elinde silah bulunmadığını göstermek için, boş sağ elini uzatıyor, diğeri de aynı şeyi yapıyormuş. Ama her iki taraf da kendini emniyete almak, diğerinin aniden silah çekmesine mani olmak için, birbirlerinden emin olana kadar, birlikte ellerini hafifçe sıkarak duruyorlarmış.
Sanıyorum karsıdaki insandan emin olma,samimiyet göstergesi olarak ,dostluğun bir ifadesi olarak gunumuze kadar gelmiştir.


4..Yağmurda koşan neden daha çok ıslanıyor
4..Bu sorunun yıllar önce bir tartışmasına rastlamıştım.Bir grup yürüyeninde koşanında aynı miktarda ıslanacağını iddia etmiş diger bir grupta koşanın daha fazla ıslanacağını iddia etmişti.Cevabını tam olarak bilmediğim bir soru.
Biliğim tek şey yağmur yağarken ıslanmanın tadını çıkarın!

5 : Lavaboda su neden sağa doğru akar ?
5: busorununda bilimsel açıklamasını bilgim olmadığı için yapamayacağım.bildiğim tek şey Coriolis kuvveti denen bir olgunun kabul edildiği.
6 : İngilterede neden trafik soldandır ?
6: bu sorunun cevabını bilmiyorum!! İngilizler solcumudur yoksa

7 : Neden trafik lambaları kırmızı/ sarı ve yeşildir ?

7: sanırım ana renkler arasında en dikkat çekici renklerin bu renkler olması.birde şöyle bir mantık yürüteyim..Kırmızı kan rengi yani ölümü hatırlatır,yeşil cennet rengi,kurtuluşun şimgesi.sarı renkte kırmızıyla yeşilin ortası,bekle kardeşim!! kahkaha

8 : Erkek bebeklerin giysileri neden mavidir ?
8: bilmiyorum..

10 : Matemde bayraklar neden yarıya indirilir ?
10: Bildiğim kadarıyla eskiden beri suregelen bir gelenek,saygı ifadesi olarak bayraklar yarıya indirilir.

11 : Şemsiyelerin çoğunun rengi neden siyahtır ?
12 : Günümüzde üniformalar neden haki renkte ?

11...12.. bu soruların cevabınıda bilmiyorum.

13..Ata neden soldan binilir ?
13...eskiden ata binen insanların neredeyse tamamı kılıç kullanırdı.bir çoğuda kılıcı sağ eliyle kullnırdı.sol tarafında bulunan kın ın rahatsızlık vermemesi için sol taraftan ata binerlerdi.sanırım o alışkanlık süre gelmiştir.

14 : Erkekler neden kravat takar ?
14: çok eski tarihte ismini hatırlayamıdıgım bir ülkede hatipler ses tellerinin zarar göememesi için bogazlarını sıcak tutmak icin mendil tarzı bir şyler sararlarmış.Bunu gören padişahın hoşuna gitmiş ve farklı bir renkten bogazlarına mendil sardırarak saray görevlilerinden bir ekip kurmuş.zamanla değişime ugrayarak şimdiki hali aldığı söylenir.


15..13 sayısı neden uğursuzdur ? 16 : Ayların günleri neden 28, 30, 31 gibi farklı ?

Bu sorularında cevabını bilmiyorum..

17 : Bozuk paraların kenarları neden tırtıllıdır

17: bildiğim kadarıyla eski tarihte kullanılan paralar altın ve gümüş içeriyolardı.bazı uyanıklarda kenararından düzenli bir şekilde kazıyarak paradaki altın ve gumuşu alıyorladı.paraların kenarlarının kazındığını anlamak için o dönemde paraların kenarları tırtırlı uretilmeye baslanmış ve bu alışkanlık süre gemiş,tabi başka bir nedeni yoksa

18 : Buz neden kaygandır ?
19 : Saatin akrep ve yelkovanı neden sağa dönüyor

Bilmiyorum.

20.. 24 ayar altın ne demektir ?

20..Ayar altında saflık derecesi 24 ayarda en saf hali yanı katkısız altın demek bildiğim kadarıyla.

NOT: BEYAZ MENDİL abim bilemediklerimin cevaplarını bekliyorum

<div>OYUN BİTİNCE ŞAH'DA PİYON'DA AYNI KUTUYA KOYULUR!!!!</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

musti_show

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Feb 21, 2008
Mesajlar: 1110
Nereden: istanbul(sessiz şehir)



MesajTarih: 21 Temmuz 2009, Salı 16:03:41    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Zakdariza demişki: 1- Sorular netten mi kopyalaniyor yoksa icten ve kalbdenmi soruluyor. Kopya cekmek yasak olmalimi sizce bu bolumde ) Bu soru genele ama sen cavapla mustim.

1..Önemli bir tesbitte bulunmuşsun abim,kopyalarda var kesinlikle içten olanıda.Gönül isterki içten gelen samimi sorular sorulsun vede samimi cevaplar verilsin.Bence sorularda dahil herşeyin kopyası yasak olmalı.Kopyacı değil üretici olmamız gerekli

<div>OYUN BİTİNCE ŞAH'DA PİYON'DA AYNI KUTUYA KOYULUR!!!!</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

ASLI

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: May 09, 2008
Mesajlar: 859




MesajTarih: 21 Temmuz 2009, Salı 18:07:00    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Musti sorulacak bütün soruları arkadaşlar sormuşlar soracak soru bırakmamışlar banada büyük bi keyifle okumak kaldı
Son zamanlarda siteye fazla takılamasam da sizler gibi samimi içten arkadaşları tanıdığım ve beni de içlerine aldıkları için kendimi şanslı görüyorum
ve buradan yola çıkarak aklıma gelen soruyu sorayım bi olay yada herhangi bi şeyden dolayı ben ne kadar şanslıyım dediğin oldu mu ?
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

musti_show

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Feb 21, 2008
Mesajlar: 1110
Nereden: istanbul(sessiz şehir)



MesajTarih: 21 Temmuz 2009, Salı 18:38:19    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Aslı demişki:
Musti sorulacak bütün soruları arkadaşlar sormuşlar soracak soru bırakmamışlar banada büyük bi keyifle okumak kaldı
Son zamanlarda siteye fazla takılamasam da sizler gibi samimi içten arkadaşları tanıdığım ve beni de içlerine aldıkları için kendimi şanslı görüyorum
ve buradan yola çıkarak aklıma gelen soruyu sorayım bi olay yada herhangi bi şeyden dolayı ben ne kadar şanslıyım dediğin oldu mu ?

Sevgili Aslı öncelikle foruma katkından dolayı teşekkür ediyorum.İbadetinde ziyaretinde azda olsa düzenli olanı makbuldur diyorum ve seni az dahi olsa düzenli olarak burada görmek istediğimi belirtmek isterim.
Sanırım bu ortamda bulunan herkes şanslı ve inan bu ortamdaki herkes değerli.

Aslında genel anlamda pek şanslı olduğumu söyleyemem.
Ama hayatımda ilk defa kendimi şanslı gördüğüm ilginç bir olayı paylaşacağım.

15 16 lı yaşlarım.Genel anlada köyümüzde uğrak yerim şuan oymalıtepe sınırları içerisinde bulunan yeşilpınar mahallesi.Hangi gün olduğunu hatırlamıyorum ama eve geç dönceğim kesin ki tedbir amaçlı babamın tabancasını almışım.Vesselam yeşilpinarda pala Numan agada çayi içmişim sohbeti etmişim herşey çok güzel geçmiş.Gün akşama doğru bir kendime geldim tabancam belimde yok.dünyam karardı birden.O andan itibaren kaybolan tabancanın izahatini vermek için mantıklı senaryolar üretmeye başlıyorum.Kısa bir şok dalgasından sonra nerede kaybedbileceğimin muhasebesini yaparken 4 5 saat önce ugrak yerim olan caminin vc si aklıma geliyor.Bir hışımla adrese yöneliyorum silahın bıraktığım gibi orada durduğunu görüyorum.Ne kadar şanssız olduğumu düşünün.Kendime şanslıyım diyebildiğim bu olay var hafızama yer etmiş.
Hiç bir zaman bir vc ye birilerinin gidip yada gitmemesi beni yaşadığım bu olayda olduğu kadar ilgilendirmemiştir kahkaha

<div>OYUN BİTİNCE ŞAH'DA PİYON'DA AYNI KUTUYA KOYULUR!!!!</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

Bir_Beyaz_Mendil

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 07, 2008
Mesajlar: 509
Nereden: samsun



MesajTarih: 23 Temmuz 2009, Perşembe 04:10:22    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Alıntı:
NOT: BEYAZ MENDİL abim bilemediklerimin cevaplarını bekliyorum


Sevgili "Mustik" kardeşim, sorgu koltuğunda oturan kişi ben gözükmesemde, talebin üzerine bilemediğin soruların cevaplarını,doğruluğuna %100 emin olmamakla beraber, (cevapların büyük bir bölümünü bende bilmediğim için netten araştırıp bulunmuştur) sizlerle paylaşmak istiyorum…


Alıntı:
6 : İngilterede neden trafik soldandır ?
6: bu sorunun cevabını bilmiyorum!! İngilizler solcumudur yoksa

Cevap - 6 : Bir zamanlar herkes İngilizler gibi yolun solundan gidiyordu. Bunun için de çok geçerli bir sebep vardı.
Yüzyıllarca önce yolun karşısından gelenin dost mu, yoksa düşman mı olduğunu kestirmek mümkün değildi. İnsanların çoğu sağ ellerini kullandıkları için, yolun solundan, duvar dibinden (yaya veya atla) giderek sol taraflarım emniyete alır, sağ ellerini kılıçlarını hemen çekecek şekilde hazır bekletirlerdi.
Yolun solundan seyahat, ilk defa 1300 yıllarında, papanın Roma'ya gelecek hacıların yolda karmaşaya sebep vermemeleri için, yolun solundan gitmelerini söylemesiyle resmileşti ve yüzyıllar boyu devam etti.
18. yüzyılın sonlarında ABD'de birçok atın çektiği posta arabalarında, sürücü koltuğu yoktu ve sürücü en arkada ve soldaki atın üstünde oturuyordu. Bu da yolun solundan gidildiğinde karşıdan geleni ve yolun kontrolünü zorlaştmyordu.
Çok geçmeden ABD'de trafik sağdan işlemeye başladı. Fransız İhtilali sırasında, ihtilalin liderlerinden Maximilien Ro-bespierre, büyük bir olasılıkla Katolik kiliseye meydan okuyanlara bir jest olsun diye, Parislilerden yollann sağından gitmelerini istedi.
Bir süre sonra aslında kendisi de bir solak olan Napolyon, or-dulanndaki ikmal arabalannın yollann sağından gitmeleri emrini verdi ve zaptettiği her ülkede de bu uygulamayı hayata geçirdi.
İngiltere hiçbir zaman Napolyon tarafından zapt edilemediğinden İngilizler yolun solundan gitme alışkanlıklanndan vazgeçmediler. Avustralya, Hindistan gibi tüm eski sömürgelerinde de bu usulü devam ettirdiler. Zaten İngilizler'de Amerikalılardan farklı olarak sürücü arabanın üstünde ve sağında oturuyordu.
Modern araba teknolojisinin gelişmesi ile bu gelişimin dünyada öncüsü olan ABD'de sürücü koltuğu ve direksiyon sağdan gidişe uygun olarak sola konuldu ve dünyanın birçok bölgesinde bu şekilde yaygınlaştı.
İngiltere'de ve eski sömürgelerinde, trafik akışını sağ şeride almanın faturası o kadar yüklüdür ki, artık isteseler de kolay kolay bunu yapamazlar.
Hangi ülkede olursanız olun, trafiğin yönü ister sağdan olsun ister soldan, karşıdan karşıya geçmeden önce, siz yine de her iki yöne bakmayı ihmal etmeyin.

Alıntı:
8 : Erkek bebeklerin giysileri neden mavidir ?
8: bilmiyorum..

Cevap - 8 : Yüzyıllarca önce insanlarda şeytani güçlerin, bebeklerin veya küçük çocukların odalarında dolaştıklarına, onların vücutlarına girmek için fırsat kolladıklarına ilişkin ortak bir inanç vardı. Ayrıca bu şeytani güçlerin, mavi renk tarafından kovulduğuna da inanılıyordu. Çünkü mavi göklerin rengi idi. Hatta bugün bile hala Ortadoğu'da şeytanı kovmak için, bazı evlerin kapıları maviye boyanmaktadır.
O zamanlarda, sülalenin devamı için, erkek bebeklerin önemi daha fazla olduğu için, şeytan korkar da gider diye, erkek bebeklerin ve küçük erkek çocukların giysilerinin mavi olması adet haline geldi ve yüzyıllar boyunca devam etti.
Çok sonraları kız bebekler de "erkek bebekler kadar önem kazanınca", onların giysilerine de bir renk verilmesi ihtiyacı doğdu ve de çiçeklerin en güzeli olan gülün rengi, yani pembe renk verildi.

Alıntı:
11 : Şemsiyelerin çoğunun rengi neden siyahtır ?
12 : Günümüzde üniformalar neden haki renkte ?

11...12.. bu soruların cevabınıda bilmiyorum.


Cevap - 11 :Şemsiyeler ilk olarak 3400 yıl önce Mezopotamya'da, bir rütbenin, bir ayrıcalığın sembolü olarak kullanılmaya başlandı. Bu ilk şemsiyeler Mezopotamyalıları yağmurdan değil, yakıcı güneşten korumak için kullanılıyordu.
Şemsiyeler yüzyıllar boyu hep güneşten korunmak için kullanıldı. Bugün bile bazı Afrika kabilelerinde şefin arkasında yürüyen bir şemsiye taşıyıcısı görülmektedir. Hatta İngilizce'de şemsiye anlamındaki 'umbrella' kelimesi, Latince gölge anlamına gelen 'umbra' kelimesinden türemiştir.
Milattan önce 1200 yıllarına gelindiğinde şemsiye Mısırlılarda biraz dini bir anlam kazandı. Gökyüzünün Tanrının vücudundan yapılmış, dünyayı koruyan bir şemsiye olduğuna inanıyorlardı ve başlarının üzerinde taşıdıkları şemsiye yüksek ahlak sembolü idi.
Romalılar şemsiye kültürünü Mısırlılardan aldılar ama onu hep kadınsı bir sembol olarak gördüler ve erkekler tarafından hiç kullanılmadı. Yağlı kağıttan yapılan şemsiyelerin yağmuru da geçirmediği görülünce, kadınlar tarafından yağmurda da kullanılmaya başlandı. Artık antik tiyatrolarda, yağmurda kadınlar şemsiyeler altında rahat rahat otururlarken, erkekler şırıl sıklam ıslanıyorlardı.
Avrupa'da şemsiyelerin yaygın olarak kullanılmasına 1700'lü yıllarda başlanmıştır. Bu yıllarda şemsiyelerin yünlü kumaşlarının üstü bir çeşit yağ ile sıvanıyordu. Bu yağ kumaşa su geçirmez bir özellik kazandırıyor ve siyah bir renk veriyordu. Siyah renkli bu şemsiyeler erkekler tarafından da benimsendi ve güneş için olan beyaz şemsiyeler kadınların, yağmur için olan siyahlar ise erkeklerin vazgeçilmez aksesuarları oldu.Bir çeşit yağ ile sıvanan siyah şemsiyeler gerçekten yağmuru hiç geçirmiyorlardı ama ömürleri de pek uzun sürmüyordu. Zamanla daha kaliteli şemsiyeler üretildi, ancak siyah renk su geçirmezliğin bir garantisiymiş gibi algılanmaya devam edildi. Günümüzde yazın şemsiye kullanma adeti pek kalmadı ama yağmurda erkekler siyah şemsiye taşımada hala ısrarlı. Kadınlar ise cıvıl cıvıl renklerdeki şemsiyelerle dolaşıyorlar.

Cevap - 12 : Napolyon savaşlarına kadar, askeri üniformalar çok renkli ve gösterişli idi. Ancak savaş teknolojisi geliştikçe bunun da bazı sakıncaları ortaya çıkmaya başladı. Kılıç ve kalkanla yapılan savaşlarda gösterişli üniformalar düşmanda moral bozukluğu yaratıyordu ama ateşli silahlar bulununca, bu parlak ve renkli giysiler uzaktan iyi bir hedef olmaya başladı. Bugün askerler savaşa en uygun sadelikte giyinerek giderler ve sadece gerekli teçhizatı taşırlar.
Üniformalardaki haki renk ise ilk kez ingilizler tarafından 1850'li yıllarda Hindistan'da kullanılmaya başlanmıştır. Britanya ordusundan Hary Lumsden İngiliz askerlerinin beyaz üniformaları nedeni ile kolay hedef olduklarını fark edince, üniformaların üzerine toz ve çamur sürerek ve biraz da çay ile boyayarak renklerini gölgeli kahverengine dönüştürmüş ve giysilerin rengini araziye uydurmaya çalışmıştır. Toprak rengine benzeyen bu üniformalara Hintçe toprak rengi anlamına gelen 'Khaki' adı verilmiş ve Türkçe'ye de 'haki' olarak geçmiştir.
Khaki 20. yüzyılın başlarında günün standartlarına göre değiştirildi. Bu model Amerikan özel timleri tarafından tehlikeli görevlerde kullanılmaya başlanıldı. Birinci Dünya Savaşı'nda da kullanılan bu renkteki kumaşlar çok sert oldukları için askerlerin hareket kabiliyetlerini azaltıyor ve ıslandıkça daralıyorlardi. 1932 yılında pamuktan üretilen 'cramerton' ordu elbisesi dayanıklı olması ve içinde kolayca hareket edilebilmesi açısından İkinci Dünya Savaşı'nda ordunun kullandığı en yaygın arazi elbisesi haline geldi.
Bir sonraki aşama ise askerlerin düşman tarafından görülmemesini sağlayacak kadar araziye uygun ama aynı zamanda aynı tarafın askerlerinin birbirlerini vurmamasını sağlayacak şekilde ayırt edilebilir kumaş renk ve desenini yaratmaktı.
Aslında kamuflaja ilk olarak askerler tarafından değil, hayvanların kendilerini fark etmelerini önlemek için avcılar tarafından başvurulmuştu. Kamuflaj desenlerini yaratabilmek için İngiliz ve Fransız orduları ressamlarla işbirliği yapmıştır. Hatta Pi-casso'nun ordu giysilerini görünce, 'Bunlar benim desenlerim' diye bağırdığı bile rivayet edilir.

Alıntı:
15..13 sayısı neden uğursuzdur ?
16 : Ayların günleri neden 28, 30, 31 gibi farklı ?

Bu sorularında cevabını bilmiyorum..


Cevap - 15 :13 sayısının uğursuz olduğuna ilişkin inanç dünyada o kadar yaygındır ki, yaşamı birçok yönde ciddi olarak etkilemektedir. Bazı ülkelerde evlerin kapılarına 13 numarası verilmez, uçaklarda 13. koltuk sırası yoktur, apartmanlarda, otellerde 13. kat ya 1 2 A' dır ya da 1 4 'tür. 13 numaralı oda yoktur. Olsa bile insanlar o odada kalmak istemezler. Hatta ayın 1 3 'ünde işe gelmeme, uçak ve tren rezervasyonlarının iptali, alışverişin düşmesi ve benzeri davranışların ABD 'ye günde milyonlarca dolara mal olduğu söylenmektedir. Bu inanç bir fobi yani bir çeşit korku hastalığı olarak kabul edilmiş olup adı 'triskaidekaphobia'dır.
Genel olarak bu inancın, Hz. İsa'nın meşhur son yemeğindeki havarilerin sayısından kaynaklandığı sanılsa da, kökü çok daha eskilere mitolojik tanrıların yaşadığına inanılan çağlara, İskandinavya topraklarına kadar gider.
O zamanlarda ışık ve güzellik tanrısı Balder bir ziyafet verir. Balder Vikking'lerin meşhur tanrısı Odin ile Frigga'nın oğulları olup, ay kraliçesi Nanna'mn da eşidir. Bu ziyafete 12 kişi davetli iken, yalanların ve hilelerin tanrısı Loki, davetli olmadığı halde, zorla 13. kişi olarak katılmak ister. Ancak bu arada çıkan tartışmada, Loki diğer tanrılar tarafından da çok sevilen Balder'i öldürür.
Bu mitolojik hikaye ve inanış İskandinavya'dan Avrupa'nın güneyine kadar yayılır. Hıristiyan din adamları bu halk masalını kullanırlar ve Hz. İsa'nın son yemeğine uygularlar. Hıristiyan versiyonunda Balder'in yerini Hz. İsa, Loki'nin yerini de hain Judas alır. Bu yemekten sonra 24 saat içinde de Hz. İsa çarmıha gerilerek öldürülür. Bu nedenle Hıristiyanlarda akşam yemeğinde 13 kişi bir araya gelirse bunlardan birinin başına bir felaket geleceğine inanılır.
Bu inanışlara göre 13 sayısı uğursuzdur ama ayın cumaya rastlayan 13. günü hepten uğursuzdur. Ancak böyle bir günde doğmuşsanız tam tersi, yani 13 sizin uğurlu gününüzdür.
Cuma gününün uğursuz sayılmasına Havva anamızın Adem babamıza elmayı (bence "ayva"yı!) cuma günü yedirtip cennetten kovulmasına sebep olması, Hz. Nuh zamanındaki büyük selin cuma günü olması, Hz. İsa'nın cuma günü çarmıha gerilmesi gibi olaylardan biri veya hepsi neden olmuş olabilir. Müslümanlar ise Hz. Adem'in cuma günü yaratıldığına inandıklarından bu güne diğer günlerden daha çok değer verirler.
13 sayısının uğursuzluğuna duyulan inancın kökeninde bir yıl içinde ayın 13 kez dolunay olarak gözükmesinin yattığını söyleyenler de vardır.
Cevap - 16 :Romalılar milattan 758 yıl önce 10 aylık takvim uygulamasına başladılar. Bu ilk orijinal Roma takviminde aylar, gündüz ve gecenin eşit olduğu, binlerce yıldır hayatın başlangıç zamanı olarak kabul edilen Mart ayından başlamak üzere, Martius (Mart), Aprilis (Nisan), Maius (Mayıs), Junius (Haziran), Quin-tilis (Temmuz), Sextilis (Ağustos), September (Eylül), October (Ekim), November (Kasım) ve December (Aralık) idi.
Bu ay adlarından Quintilis'den (Temmuz), December'a (Aralık) kadar olanlar, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 rakamlarının Roma'lı-larca telaffuz ediliş şekliydi yani, Mart başlangıçlı takvime göre bu aylar yılın 5'inci, 6'ncı, 7'nci, 8'inci, 9'uncu, ve 10'uncu aylarıydılar. Bu 10 aylık takvim geride hesaba katılmamış daha 60 gün bırakıyordu.
35
Yedek olarak bırakılan bu 60 gün sorun yaratınca, Janarius (Ocak) ve Februarius (Şubat) adları ile iki ay daha eklenerek takvim tamamlandı. Yani yılın ilk ayı Martius (Mart), son ayı ise Februarius (Şubat) oldu.
Asırlar sonra milattan 46 yıl önce Roma İmparatoru Julius Caesar (Sezar), muhtemelen politik sebeplerden takvimde bazı değişiklikler yaptı. On bir ayı 30 ve 31 gün olarak iki şekilde düzenledi, yılın son ayı olan Şubat'a 29 gün verdi, her dört senede bir Şubat'a bir gün ilavesini kabul etti. Ancak sonra nedendir bilinmez Janairus'u (Ocak) yılın ilk ayı olarak ilan etti. Böyle olunca da, her 4 yılda bir eklenecek bir günün, yeni durumda yılın ikinci ayı konumuna gelmesine rağmen Februarius'a (Şubat) eklenilmesine devam edildi.
Julius Caesar'in beklenmeyen ölümünden (Sen de mi Brütüs olayı!) sonra, Romalılar bu çok sevdikleri imparatorlarının anısına Quintilis (Temmuz) ayının ismini July olarak değiştirdiler.
Ondan sora tahta çıkanlardan, Augustus kendi şerefine, Sex-tilis (Ağustos) ayının adını kendi ismi ile değiştirerek, bu aya August adını verdi. Ama ortaya başka bir sorun çıkmıştı. Sezar'm ayı 31 gün, Augustus'un ayı ise 30 gün çekiyordu. Sorunu yine imparatorun kendisi çözdü ve zaten 29 gün olan Şu-bat'tan bir gün daha alarak Ağutos'a ekleyiverdi. Böylece iki ay da eşitlenmiş oldu.
îşte size takvimin, niçin 12 ay olduğunun, ayların isimlerinin nasıl konduğunun ve niçin farklı sayıda günlerden meydana geldiklerinin, dört sene sonra eklenecek artık günün niçin yılın sonuncu değil de, alakasız bir şekilde ikinci ayına eklendiğinin küçük bir hikayesi.
Özellikle ortaçağda takvimler üzerinde o kadar oynanmıştır ki, yapılan bilimsel hesaplamalara göre, İsa'nın bugün kabul edilen Milattan, yani İsa'nın doğumundan yaklaşık 6 yıl önce doğduğu, 36 yıl yaşayıp Milattan sonra 30 yılında öldüğü ileri sürülmektedir.

Alıntı:
18 : Buz neden kaygandır ?
19 : Saatin akrep ve yelkovanı neden sağa dönüyor

Bilmiyorum.

Cevap - 18 :Evde cilalı parke üzerinde çorapla yürürken düşme olasılığınız, halıya oranla çok daha fazladır. Çünkü halı ile ayağımız arasında, cilalı parkeye nazaran daha çok sürtünme ve daha fazla temas vardır. Buzlu bir yüzeyin üzerinde ayağımızın kaymasını benzer bir sebebe dayandırabiliriz, ancak buz pateni yapanlar pütürlü buz yüzeyinde, düz bir buz yüzeyinden çok daha fazla bir hızla kayarlar.
Buz, sanıldığı gibi, düzgün bir yüzey olduğu için kaygan değildir. Olay, buz pateninin çok küçük yüzeyinin buza basınç yapması dolayısıyla o noktadaki buzun erimesi ve oluşan bu ince su tabakası üzerinde patenin hareket etmesidir.
İnsan ayağının boyunun ortalama 25 santimetre, eninin ise 10 santimetre olduğunu kabul edelim. Ortalama insan ağırlığı olan 75 kg., iki ayakla 500 santimetrekare yere bastığında, her santimetrekareye 0,15 kg. ağırlık biner. Topuklu ayakkabı giyen kadınlarda yere basılan alan o kadar küçülür ve basınç o kadar artar ki, kadınların topuklu ayakkabı izi sıcak asfaltta kalır, hatta bu basınç nerede ise filinki ile aynıdır.
Ucu neredeyse bıçak gibi olan patenlerin buza değen alanı o kadar küçüktür ki, erime ısısını l derece azaltmak için 130 kg/cm2 gereken buz yüzeyini derhal eritir.
Buz pütürlü olunca, paten sadece buzun pütürünün çıkıntılarına basar, böylece temas yüzeyi iyice küçülür ve basınç artar ve buz daha kolay eriyerek, paten buz ile arasında oluşan ince su tabakası üzerinde rahatça kayar.
Bu arada buzun bir başka şaşırtıcı özelliğine de değinmeden geçemeyeceğiz. Dişimiz ağrıdığında elimizin üzerine konulan buz bu diş ağrısının azalmasına yardımcı olur.
Vücudumuzun herhangi bir yerinde bir ağrı oluştuğunda, uyarıcı sinirler buradan orta beyine ağrı sinyalleri gönderirler.
Bu sayede beyin tarafından uyarılarak vücudun doğal ağrı kesicileri olan 'endorfin' ve 'enkefolin' salgılanır.
Bu salgıların kaynağa gidebilmesi için sinir sisteminin diğer bölümlerine, ağrı algılarının geçtiği diğer kapıları 'kapat' sinyali gönderilir. El üzerinden gelen ağrı sinyallerinden dolayı salgılanan doğal ağrı kesiciler sonucu yüz sinirlerinden gelen ağrı kapıları beyinde kapanmaktadır.
Diş ağrılarında vücudun başka bir yerinde değil de el üstüne buz konulmasının nedeni bu olup, bu noktaya akapuntur uygulanmasıyla da benzer sonuca ulaşılmaktadır. Baş parmakla işaret parmağı arasındaki bu noktaya HO-KU noktası denilmektedir.

Cevap - 19 :İlk olarak eski Mısırlılar, güneşin her gün düzenli bir hareketle doğup, belirli zamanlarda gökyüzünün aynı noktalarında bulunup, battığını gözlemlediler ve bunun bir günü zaman parçalarına ayırmada kullanılabileceğini keşfettiler.
Böylece güneşin bu hareketinden yararlanarak ilk güneş saatini yaptılar. Bu saat, meydanlık bir yere yüksek bir taş koymak ve güneşin hareketi sırasında, bu taşın gölgesini takip etmekten ibaretti.
Mısır, konumu itibari ile kuzey yarım kürede fakat ekvatora da yakın bir ülke olduğundan, güneş doğduğunda, gölge hemen tam batıda oluşuyor, güneş yükseldikçe gölge kuzeye, yani sağa doğru hareket ederek, güneş batışında doğu yönüne ulaşıyordu. Yani gölge bugünkü tüm saatlerin akrep ve yelkovanında olduğu gibi soldan sağa doğru dönüyordu.
Daha sonraları, pendulumlu, pilli saatlerde de yön değişmedi, hatta sağa doğru dönüşler 'saat yönüne dönüş' diye adlandırılır oldu.
Avustralya gibi ekvatorun güneyindeki ülkelerde, güneş doğarken taşın gölgesi güneye düşer ve güneş yükseldikçe sola doğru dönüş yapar. İlk saat orada keşfedilseydi, bugün akrep ve yelkovan ters yönde dönüyor olabilirdi...


Alıntı:
ZaKDaRiZa demiş ki:
Mustim harika gidiyorsun tesekkurlerrrr.
Benim sorum bu kez genele olacak.

1- Sorular netten mi kopyalaniyor yoksa icten ve kalbdenmi soruluyor. Kopya cekmek yasak olmalimi sizce bu bolumde ) Bu soru genele ama sen cavapla mustim.


Not : Sorular netten de yaralanılarak içten ve kalpten, konuğu daha yakından tanıma adına samiyetle seçilerek sentez olarak hazırlanmıştır..Ayrıca yasaklarla hiç bir yere varılamıyacağına inanıyor, saygılar sunuyorum...

Gün biter gülüşün kalır bende...---->^^KaRaYeL^^
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

nesli

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Sep 20, 2008
Mesajlar: 1498
Nereden: İstanbul



MesajTarih: 23 Temmuz 2009, Perşembe 06:28:33    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

musti_show sorulara cevap verme konusundaki hızınız ve anlaşılır samimi cevaplarınızdan dolayı sizi kutlarım. Konuğumuz olarak sizi fazla boş bırakmak olmaz. Kopya olmayan klasik sorularımı şimdi de size soruyorum. Şimdiden teşekküler.

1) Oymalıtepe ailesine ne zaman ve nasıl katıldınız?
2) Sizi en çok ne güldürür?
3) Sizi en çok hangi davranış ya da durum sinirlendirir?
4) Doğaya dair seyretmeyi sevdiğiniz manzarayı ya da manzaraları bize tasvir eder misiniz?
5) Mutsuz olduğunuzda neler yaparsınız?
6) Bir insanı ne kadar sürede tanır, kişiliğini çözersiniz?
7) Arkadaşlık - Dostluk ilişkilerinde, sizce olmazsa olmaz denebilecek değerler nelerdir?
8) Kendinize hangi konularda çok güvenirsiniz?
9) Etkilendiğiniz ve örnek aldığınız, tarihten, günümüzde yaşayan veya ailenizden bir kişi var mı?
10) Hayvanları sever misiniz? Beslediğiniz hayvan var mı?
11) Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
12) Hangi ortamlar, kişiler, olaylar siz de can sıkıntısı oluşturur?
13) Takıntı ya da batıl inançlarınız var mı?
14) Gezip görmek istediğiniz ülkeler, şehirler, tarihi-turistik yerler var mı?
15) Çevrenizdekilerin, sizi tanıyanların sizce hakkınızda söyleyebilecekleri olumlu ya da olumsuz özellikleriniz nelerdir? / Dışarıdan nasıl göründüğünüzü düşünüyorsunuz?

.......Rüzgar gibi geçti hayatımdan, adı ^^KaRaYeL^^ olan.......
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

zafersoy

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Oct 30, 2008
Mesajlar: 2039
Nereden: TRABZON



MesajTarih: 23 Temmuz 2009, Perşembe 14:31:31    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

musti harikasın.. alkış kırmızı gül

<div>Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. <br>Kuyu dibinde kaldın diye kırılma belki oradan bile bir kapı açılır. <br>Yusuf kuyudan sultan oldu.."</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 23 Temmuz 2009, Perşembe 16:33:38    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Bir Beyaz Mndil Demiski:
Alıntı:

Not : Sorular netten de yaralanılarak içten ve kalpten, konuğu daha yakından tanıma adına samiyetle seçilerek sentez olarak hazırlanmıştır..Ayrıca yasaklarla hiç bir yere varılamıyacağına inanıyor, saygılar sunuyorum...


Nedense bu gune kadar cogu kez yanlis anlasildim. Bunun icin cogu kez susma hakkimi kullandim. Bir muhendisim vardi. Bir arkadasim ona "Bir kilidi yanlis yere koymustunuz Nihat bey " demisti. O da "haklisin murat ben 56 yasina gittim ve hic hakli olamadim demisti ))

Bende bu bolumu soyle dusunmustum kisiye sorulan sorular kisiyi tanimamiza. Onunla ilgili bilmediklerimizi bilmemize yardimci olacak.
Fikirleri, yapmak, istedikleri, dusundukleri, hayalleri gibi. O acidan demistim. Yanlis anlasildiysa yok sayalaim. ))
Ben sorularin kisi ile ilgili olacagini dusunmustum. O sebeple boyle bir cumle kurdum ve sonundada guldum. Bir yasak getirmedim.

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

musti_show

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Feb 21, 2008
Mesajlar: 1110
Nereden: istanbul(sessiz şehir)



MesajTarih: 24 Temmuz 2009, Cuma 03:05:41    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Öncelikle iş yerimdeki internet arizasından dolayı sorulara iki gün gecikmeli bakıyorum ve hemen cevaplamaya başlıyorum.

Bir Beyaz Mendil abim soruların ve cevaplarn için teşekkürler.


ZaKDaRiZa demiş ki:
Mustim harika gidiyorsun tesekkurlerrrr.
Benim sorum bu kez genele olacak.

1- Sorular netten mi kopyalaniyor yoksa icten ve kalbdenmi soruluyor. Kopya cekmek yasak olmalimi sizce bu bolumde ) Bu soru genele ama sen cavapla mustim.


Bi Beyaz Mendil demşki:
Not : Sorular netten de yaralanılarak içten ve kalpten, konuğu daha yakından tanıma adına samiyetle seçilerek sentez olarak hazırlanmıştır..Ayrıca yasaklarla hiç bir yere varılamıyacağına inanıyor, saygılar sunuyorum...

Zakdariza demişki:

Bende bu bolumu soyle dusunmustum kisiye sorulan sorular kisiyi tanimamiza. Onunla ilgili bilmediklerimizi bilmemize yardimci olacak.
Fikirleri, yapmak, istedikleri, dusundukleri, hayalleri gibi. O acidan demistim. Yanlis anlasildiysa yok sayalaim. ))
Ben sorularin kisi ile ilgili olacagini dusunmustum. O sebeple boyle bir cumle kurdum ve sonundada guldum. Bir yasak getirmedim.

Bende diyorumki!!

Mademki soru cevap yapıyoruz bu soruların içerisinde genel kultürümüze katkı yapan araştırmaya sevkeden srularda güzel ve faydalı.
Samimiyetimize binaen burada bir sıkıntı olmadığını düşünüyorum.

Ama Zakdariza nın belirttiği gibi koltuktaki kişinin duygu ,düşünce,hayal dunyası ,yaşam tarzı,dunyaya bakış açısı gibi tanıtımına katkı sağlayacak soruların sorulması daha güzel olacaktır.Sizleri seviyorum ve soruları cevaplamaya devam ediyorum alkış
alkış alkış alkış

<div>OYUN BİTİNCE ŞAH'DA PİYON'DA AYNI KUTUYA KOYULUR!!!!</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Forum Üyeleri... Haftanın Konuğu... Tüm saatler GMT + 3 Saat
Sayfa Önceki  1, 2, 3  Sonraki
2. sayfa (Toplam 3 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^