Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - Tarihimize ve şehitlerimize yeterince sahip çıkıyor muyuz ?
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

Tarihimize ve şehitlerimize yeterince sahip çıkıyor muyuz ?

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Bunları Biliyor muydunuz ? Bunları Biliyor muydunuz ?
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

Reffazum

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Feb 20, 2008
Mesajlar: 173
Nereden: ÇERKEZKÖY



MesajTarih: 02 Temmuz 2009, Perşembe 13:09:01    Mesaj Konusu: Tarihimize ve şehitlerimize yeterince sahip çıkıyor muyuz ? Alıntıyla Cevap Ver

Tarihimize ve şehitlerimize yeterince sahip çıkıyor muyuz ?

Daha önce, Turgut Özakman’ın “ Şu çılgın Türkler” adlı kitabını okumuş fakat “Diriliş” isimli kitabını henüz okuyamamıştım.
Nihayet fırsatım oldu (aslında her zaman olmalı ) ve büyük bir istekle okuyorum.
Öyle ki bu günlerde hemen hemen hiç TV seyretmedim.
Adından da anlaşılacağı üzere bu kitapta, Türk Milletinin, 1.Dünya Savaşı yıkıntıları içinde yeniden dirilişi anlatılıyor.
Ağırlıklı olarak Çanakkale savaşları yer alıyor fakat genel olarak Osmanlı’ın son durumu, diğer cepheler,yapılan fedakarlıklar,yönetim yanlışları geniş bir şekilde ele alınmış.
.................................
Büyük babam, ( Oymalıtepe’de bilinen adıyla Ahmet Onbaşı. Muhtar Ahmet ) istiklal savaşı gazisiydi.
Afyon’da büyük taarruzda ayağından vurulmuş ve İzmir’e kadar gidememişti.
İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezbere bilir ve eski makamıyla çok güzel okurdu.
İlk tarih bilincim onun hatıralarını dinlemekle oluştu.

Birinci Dünya Savaşı’na ve İstiklal savaşı’na katılan başka büyüklerimiz de vardı.
Değerli “Avrupalii” nın büyük babası da İstiklal Savaşı’na katılmıştı ve yanlış hatırlamıyorsam anıları “ZaKDariZa” tarafından kayda geçirilmişti.

Bir başka büyüğümüz “ Hacı Mehmet Aktaş” Mekke’de savaşırken İngilizlere esir düşmüş ve binlerce esir askerle beraber O’nun deyimi ile Hind-i Çin’e götürülmüştü.
Hacı dedemiz, çocukluğumuzda Oymali’daki tek hacı idi. Askerliği sırasında hac vazifesini de yerine getirmişti.
Askere gittikten sonra tekrar dönüşü 12 yıl sürmüştü.
Hacı Dede’mizin anılarını da keyifle dinlerdik.
İnşallah, ZaKDaRiZa kayda aldığı bu anıları saklıyordur ve burada bizimle paylaşır.

Hacı dedemiz bir asırdan fazla yaşadı.
Ama biz, canlı tarih olan bu bilge dedemizin anlattıklarının, hatıralarının kıymetini bilemedik. Anlayamadık.

Eski adıyla Hind-i Çin, Sonraki adıyla Burma (Myanmar ) o dönemde İngiliz sömürgesiydi.
İngilizler;Irak, yemen,Filistin ve Mekke’de 1. Cihan Harbi’nde esir aldığı 12.000 Türk askerini bu ülkeye götürerek yıllarca inşaatlarda çalıştırmışlardı.

Bu süre zarfında 1500 kadar asker orada şehit olmuş, sağ kalanlar ise savaşın bitmesinden sonra binbir güçlükle ülkelerine dönebilmişti.
Hacı Dede’miz de dönebilenlerdendi.

Sizce şu anda beldemizde ve Ülkemizde kaç Türk genci bu olaydan haberdardır.?

7500 km uzaktaki bir ülkede yatan şehitlerimizden,şehitliğimizin ne durumda olduğundan bırakın gençlerimizi, sorumluluk sahibi etkili ve yetkili makamlara sahip olan kaç kişi bilgi sahibidir?

Gelibolu yarımadasını gezenleriniz bilir. Yabancılara ait şehitlikler nasıl tertemiz ve bakımlıdır.

Her yıl dünyanın öbür ucundan binlerce Anzak (Avustralya-yeni Zelanda ) torunu Gelibolu’ya gelip atalarını anıyorlar.

Biz ise, bırakalım dışarıdaki şehitlerimizi,şehitliklerimizi yurt içindekileri bile yeterince ziyaret ediyor muyuz?

....................................

Burma’daki şehitlerimiz ve şehitliğimiz için gezgin Faruk Budak’ın yazısını aşağıya alıyorum.

Oymalıtepeliler olarak bu konuda Faruk Budak’ın, şehitliğimizin onarılması için verdiği uğraşta kendisine destek olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ne dersiniz?
.............................................................................

Burma'daki Sahipsiz Türk Şehitlikleri

Faruk Budak

Bazen yabancı bir ülkeye yaptığınız bir gezi sizin için inanılmayacak derecede sürprizler içerebilir. Ne kadar araştırırsanız araştırın belki de hiç duymamış olduğunuz olaylarla, yerlerle karşılaşabilirsiniz. Benim için böyle bir şey Burma’da başıma geldi.
Burma, sonradan değiştirilen ismiyle Myanmar, yurdumuzdan 7500 km. mesafedeki bir Güneydoğu Asya ülkesi. Birçoklarımızın yerini bile bilmediği bu uzak ülkede, 1500 kadar Türk askerinin şehit olarak yattığını maalesef çok az insan biliyor.
Birinci Dünya Savaşı’nda Irak, Suriye, Filistin ve Arabistan cephelerinde Osmanlı ve İngiliz orduları arasındaki çarpışmalar sırasında İngilizlere tutsak düşerek üzerinde güneş batmayan Britanya İmparatorluğunun bir sömürgesi olan Burma’ya getirilen 12 bin askerimiz yol, demiryolu, köprü ve suni göl yapımında işçi olarak çalıştırılmışlar. Kesin sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte 1500 kadarı, bu ülkedeki esaret dönemleri sırasında salgın hastalıklara ve çok ağır çalışma şartlarına dayanamayarak şehit düşmüşler, çalışmayı reddedenler öldürülmüş. Sağ kalmayı başaranların da Türkiye topraklarına dönüp dönmedikleri kesin olarak bilinmiyor.
Haziran 2002’de Burma’ya yaptığım gezi sırasında bir tesadüf neticesinde bu şehitliklerden birini (Thayet Myo’daki şehitliği) ziyaret etme şansını yakaladım. Yaklaşık seksen metreye seksen metrelik bir alan. Yaklaşık bir metre yükseklikteki ve sıvasının yer yer döküldüğü tuğla duvarın ardındaki şehitlik, inanılmayacak bir haldeydi. Bütün mezarlık alanı ekilmişti ve her yer, bel hizasına kadar ulaşan yeşil yapraklı bir bitki ile doluydu. Kitabeye ulaşacak bir yol bile yoktu. İnsan nereden geçeceğini şaşırıyordu. Bitkilerin içine girip dikkatlice yürümeye başladım. Bir mezar taşına çarpıp kırmak, asla istemediğim bir şey. Kitabenin ön yüzündeki mermer levhada yer alan yazıların çoğu silinmiş. Yuvarlak mezartaşlarında Ali, Osman, Süleyman isimlerini okudum. Genellikle 1916 yılının Mart, Nisan aylarında bu topraklarda ölmüşler.
Türkçe ve Burma dilinde yazılmış, yer yer siyah yazıları dökülmüş kitabede şöyle yazıyordu. “Birinci Dünya Savaşı’nda Irak, Suriye, Filistin ve Arabistan cephelerinde Osmanlı ve İngiliz orduları arasındaki çarpışmalar sırasında İngilizlere tutsak düşerek Burma’ya getirilen ve burada şehit düşen aziz Türk askerlerinin anısına”...
Şehitliğin uzun yıllar ihmal edilmiş oluşu gerçekten çok üzücüydü. Türk askeri, seksen yıldan daha fazla bir süre, orada unutulmuş bir vaziyette, bakımsız bir şehitlikte yatıyordu. Şehitliğin bu içler acısı durumunu gezim sırasında hemen üst düzey generallere ve tüm şehitliklerimizden sorumlu olan Milli Savunma Bakanlığına bildirdim.
Üç yıl sonra Ağustos 2005’te aynı şehitliği ikinci kez ziyaret ettim. İkinci ziyarette durum daha da vahimleşmiş. Çaresizliğimin verdiği üzüntü uç noktalarda. Mezartaşlarını bulmaya çalışıyorum ama çoğu ya kaybolmuş ya da parçalanmış. Var olanlar da yeşil bitki örtüsünün altında kalmış. Üzüntülü, kırgın ve kızgınım.
Bir şehitlik böyle olmamalı. Bu kadar sahipsiz kalmamalı. Türk Devletini harekete geçirebilmek için üç yıldır uğraşıyorum. Şehitliklerden sorumlu olan Milli Savunma Bakanlığına yaptığım müracaat dikkate alındı. Restorasyon için ayrılan bütçe Dışişleri Bakanlığına devredildi ama akredite olan Bangkok Büyükelçiliğimiz bu ödeneği kullanamadığı için parayı 2004 yılı sonunda Ankara’ya geri gönderdi. 2005’i kaybettik. MSB ilgilileri, 2006 bütçe yılında bu parayı göndermek için hazır bekliyor. Tek sorun, Dışişleri Bakanlığımızın gerekli restorasyon iznini alması.
Koskoca üç yılı kaybettik. Tüm müracaatlarıma rağmen ortada hiçbir şey yok. Her geçen gün de şehitlikteki mezartaşları, üzerinde tarım yapılması nedeniyle kırılarak toprağın içinde parçalanıp kayboluyor.
Bu seferki gezimde amacım diğer şehitliklerin de yerini bulabilmek. Ülkenin ikinci büyük şehri Mandalay yakınlarındaki Meiktila kasabası, Kızılay arşivlerine göre ikinci büyük şehitliğimizin olduğu yer. Orada gördüğüm manzara maalesef daha da içler acısı. 1947 yılında, ülkenin İngiliz sömürgeciliğinden kurtuluşu sırasında Burmalı askerlerin parçaladığı mezartaşlarından sağlam kalabilmiş 192 tanesi, kasabanın imamı tarafından caminin arka tarafına taşınmış. Şimdilerde şehitliğin yerinin belli bile olmadığı bu mezarlıkta 800’den fazla askerimizin yattığı biliniyor. “Kabirsiz yatan şehitlerimiz” sözü tam onlara uygun.
Meiktila’daki caminin arka duvarına dizilmiş mezartaşları neredeyse altmış senedir orada hüzünle bir gün tekrar eski yerine dikileceği günleri bekliyor.
Tespit edebildiğim kadarıyla Meiktila ve Thayet Myo’nun dışında Schwebo ve Kalaw kasabalarında da küçük şehitlikler var. Ülkenin kuzeyindeki Schwebo’da, şehitlerimizin mezarlarının da yer aldığı eski müslüman mezarlığı iki sene önce kadar Burma yetkilileri tarafından buldozerle yıkılmış ve maalesef geriye hiç bir şey kalmamış. Burmalıların bana söylediği, “sürgüne gönderilmiş önemli bir Osmanlı Prensi de orada yatıyordu” sözleri, hiç şüphesiz ki bizim askerlerimizin başındaki komutanlardan biri için söylendi.
Askeri hükümetin verdiği yirmi dokuz günlük vize süremi sonuna kadar kullanıp bu ülkeden ayrılırken ister istemez içimden bir şeyler kayıp gidiyor. Bizden kilometrelerce uzakta da olsa kendi vatan evladımıza, kendi askerimize bu kadar duyarsız olmamalıyız. Türk Devleti artık onlar için ciddi bir şeyler yapmalı...


Not: şehitliğimizin durumunu gösteren fotoğraflara www.farukbudak.com adresinden ulaşabilirsiniz.



Muzaffer Aktaş
.....................
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 03 Temmuz 2009, Cuma 09:41:08    Mesaj Konusu: Re: Tarihimize ve şehitlerimize yeterince sahip çıkıyor muyu Alıntıyla Cevap Ver

Aşağılık kompleksiyle, Türkler'in komutada başarılı olamayacağını düşünen Enver Paşa'nın, Alman Generali Liman Von Sanders'i Çanakkale'deki orduların başına getirmesiyle başlayan yönetim eksiklikleri, çok daha fazla şehit vermemizle sonuçlanmıştır. O zamanlar yarbay olan Mustafa Kemal'in yapılan stratejik hatayı bir türlü anlatamaması ile, orduların büyük kısmı, Liman Paşa tarafından asla çıkartma yapılmayacak bölgede tutuldu. Doğru yerlere güçlerin dağılımı yapılsaydı, çıkartma başından başarısız olacak, yabancı güçlerin kıyılarda tutunabilmesi mümkün olamayacaktı. "Diriliş" kitap bu bu gerçeği bir kez daha vurguluyor.

Hatalı yönlendirmeyle, Sarıkamış'ta, düşmana tek kurşun bile atamadan donan şehitlerimize ne demeli?

Her aileden birçok şehidimiz var, büyük bir kısmı yönetim zafiyetleri sonucu şehit oldular. Asla korkmadılar, yılmadılar. Vatan için göğüslerini siper ettiler. Torunlarının, vatanda hür yaşamalarını sağlamaya çalıştılar.

Nur içinde olun aziz şehitlerimiz, emanetiniz namusumuzdur. Sizler için ne yapılsa azdır.

Paylaşımınız için çok teşekkürler Reffazum. İnşallah Halil Bey de, kayıtları izlememize açacaktır. Burma'daki şehitlik olayını yeni öğrendim. Linkleri takip ediyorum. kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 03 Temmuz 2009, Cuma 14:06:22    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Muzaffer Çok önemli bilgiler verdin gerçekten. Çok teşekkürler.Tarihimize gereken önemi veriyormuyuz sorusuna ise ne yazık ki hayır diyorum. Bunun yanında Tarıh olan çınarlarımızı bile dinlemedik. Onlar birer canlı Tarıh dı ama kıymetlerini bilemedik. Bir asırlık çınar ve 11 yıl esir kalmış ortadoguyu ve uzak doguyu çilelerle gezmiş görmiş ve 103 sene yaşamış bir Canlı tarıh olan Hacı Mehmet aktaş in Hatıralarını alıp kayda geçemedik. Pışman oldugum çok önemli konulardan birirdir bu.

Haci mehmet Dedemiz den kısa hatıralarım var. Haci mehmet dedemiz ingilizlere esir olduktan sonra çok çileler çekmiş ordan oraya sürülmüşlerdir ve bu yolları hep yaya gitmislerdir. Onun bir anısını aktarayım ''Bir gece boyu yürümüştük sabah kızgın sıcak altında yolumuza çölde devamediyorduk su için can verebilecek durumdaydık, aclık hat safada. Böyle ac susuz yürürken ilerde bir yeşillik gördük. Hiç bir emir dinlemeden yeşillige hücüm ettık su vardır diye. Su yoktu ve biz otları yıyebilmek için birbirimizi ezdik ve orada 4 kişiyi mezar ettik. Yolculugumuz esnasında ikinci büyük kayıbı ise bir su buldugumuzda yaşadık. Suyun oldugunu gördügümüz yere hepbirlikte hücüm ettik su içebilmek için birbirlimizn üstüne çıkıyorduk bir yudum su yaşam demekti. Ne yazıkki acı bir sonla karşılaştık. Su içebilmek için ölenlerin sayısı ise 12 kişiydi. Bulundugumuz yerin neresi oldugunu bilmemekle beraber onları orada mezara koyduk.'' dıyordu hacı Mehmet aktaş.
11 yıl esir kalıp arap yarımadası ve Burrma ya kadar her yerde en agır işlerde caliştırıldıklarını söyleyen hacı Mehmet Aktaş dedemiz. Yaşadıgının bir mücize oldugunu her zaman söylerdi.
Serbest bırakıldıklarında 6 ay yaya olarak yürüyerek Turkiyeye gelen Hacı Mekmet Aktas ugradıkları şehirlerde askeriye kışlalarına ugruyorlarmış. Giresunda askeri kışlaya ugradıgında orada oymelıtepeden bir komşusu ile karşılaştıgını ve ona Köyden haberler sordugunu anlatırdı.
ve ekliyordu '' Kimi sordumsa o öldü dedi. Benden sonra köyde bulaşıcı tifo hastalıgı çıkmış tanıdıklardan nerdeyse kişmse kalmamıştı. Köye vardıgında ise en garıp olan durumla karşılaşıyordu. İki gün daha gelmeseydim eşim evleniyordu'' diye bizlere söylerken gözlerinden yaşlar akardı.
Bu tarıh abidesinin anılarını yazabilseydik çok bilgilere ulaşırdık. Ama yapamadık. 103 yaşında hiç doktora gitmeden aramızdan ayrıldı. Allah ganı ganı rahmet eylesin.

Gezgin ve araştırmacı Faruk Budak ı yaptıgı çalışmalardan dolayı kutluyor,Çalışmalarının devamini diliyorum. Bu konularda hepimiz duyarlı olursak çok daha iyi şeyler olabilir.

Şu çılgın Türkler kitabini bende büyük bir zevkle okudum. Okurken hep dedem Muhtar Ahmet-Ahmet onbaşı yı hatırladım. Anılarında anlatırken yaralandıgı günü bize bir gün şöyle anlatmiştı. Dükkanda oturuyorduk hava yagıyordu dışarda biriken su birikintisine yagmur damlaraı vuruyor dalgacıklar oluşturuyordu. Dedem oturdugu yerden orasını göstererek ''bak torunum işte şu damlaları girüyormusun. Haymana ovasında bize aynı bu şekilde kurşun yagıyordu. Ayagımızda çarık üstümizde elbisemiz bile dogru dürüst yoktu. Büyük taarruzda yaralandıgımda bizi yaralı çadırına taşıdılar. Biz hafif yaralılar yalvarıyorduk biz bir ayaklada savaşabiliriz diye, ama ne yazık ki yaralı oldugumuz için izmire gidememiştik ve o mutlulugu yaşayamamıştık ve buna aglamıştık.'' Diyordu.

Avrupalii nın dedesi Hacı Mecit onbaşı nın Anılarını son günlerinde bıraz yazdım. Ama geç kalmiştım çok agırlaşmıştı. Çok duygulanıyordu anlatırken aglıyordu çocuk olmama ragmen dayanamıyordum. Bu anılar son zamanlarda Rahmetli ^^KaRaYeL^^ de duruyordular. Şu an varlarmı bilemiyorum.
Son sözünü hatırlıyorum. ''İzmire büyük bir coşkuyla girmiştık. Çarşının yarısı bostu. Bir çok arkadaşımız iki veya üç dükkan sahıbı oldu biz ise köye gelmeyi seçtik. Şimdi çok Pışmanın izmirde kalmadıgıma'' derdi.

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

nesli

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Sep 20, 2008
Mesajlar: 1498
Nereden: İstanbul



MesajTarih: 06 Temmuz 2009, Pazartesi 02:21:08    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bu konu üzerine internette araştırıp edindiğim bilgiye göre, Milli Savunma Bakanlığı'nın istatistiklerine göre 5 kıtada, 30 ülkede 77 şehitliğimiz var. İstatistiklere göre Türk şehitlikleri bulunan bu ülkeler şunlar: Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Burma, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Güney Kore, Hindistan, Irak, İsrail, İngiltere, İtalya, Japonya, KKTC, Letonya, Libya, Macaristan, Malta, Mısır, Polonya, Romanya, Rusya, Suriye, Suudi Arabistan, Ukrayna, Ürdün, Yemen, Yugoslavya, Yunanistan.

Yine bilgilere göre, bu sayılanlar arasında en bakımsız kalan da Burma (Myanmar) daki şehitliklerimiz olmuş. Fotoğrafları inceledim. Gerçekten de o manzaralar ülkemiz için yüz kızartıcı bir durum. Eğer bakım, onarımları yapılmazsa zamanla yok olmaya yüz tutmuş mezarlar haline gelmişler. Ne kadar acı! Orada yatanlar vatanımız için onca zorlukları yaşamış ve gurbette hayatını kaybetmişler ama; bu dünyada gördükleri değer ortada. Harabeliğe terkedilmişler. Kiminin ziyaret edilebilecek yerleri dahi yok, kiminin de belli belirsiz.

Aslında bırakın çok uzakları ülkemiz içinde dahi bazı şehitliklerin durumu da böyle. Örnek olarak bizzat gezip gördüğüm, yukarıda Reffazum'un da belirttiği Gelibolu daki şehitlikleri gösterebilirim. Bir kısmının bakımsız olduğunu hatırlıyorum. Şu an için bakımları yapılmış olabilir ama; hiçbir zaman bakımsız kalmamaları gerekirdi. Yabancı şehitliklerinse gayet bakımlı olduklarını da iyi hatırlıyorum. Onların bizim topraklarımızda gösterdiği özeni, bizim bazı şehitlerimiz için görememek üzücü bir durum. Keza Biga’daki 95 yıllık şehitlik için de durum böyle...

Bu ihmali onlara saygısızlık olarak değerlendirmek yanlış olmaz sanırım. Bir an önce yetkililerin duruma el koymalarını ve bu durumu düzeltmelerini umuyorum.

Yukarıda verdiğiniz bilgilerle konuyu gündeme getirdiğinz için teşekkürler Reffazum. kırmızı gül
Tarihimize dair yaşanmış hikayelerden örnekler verdiğiniz için size de teşekkürler ZaKDaRiZa kırmızı gül

.......Rüzgar gibi geçti hayatımdan, adı ^^KaRaYeL^^ olan.......
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

xiaojun

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Oct 23, 2015
Mesajlar: 359




MesajTarih: 12 Aralık 2017, Salı 15:28:43    Mesaj Konusu: xiaozheng6666 Alıntıyla Cevap Ver

2017-12-12 xiaozheng6666
ugg boots outlet
canada goose
kate spade bags
michael kors outlet clearance
kate spade handbags
pandora jewelry
ugg boots clearance
kate spade handbags
ugg outlet online clearance
coach outlet
ugg outlet online clearance
fred perry polo shirts
uggs outlet
michael kors outlet
adidas superstar
pandora outlet
coach outlet online
canada goose
michael kors outlet
pandora rings
fitflops sale
coach outlet store online
polo ralph lauren outlet
ugg boots
nike outlet store
mbt shoes
polo ralph lauren
michael kors outlet clearance
ugg outlet
canada goose jackets
yeezy boost
coach outlet
michael kors outlet
cheap nfl jerseys
valentino outlet
mlb jerseys
nhl jerseys
ralph lauren uk
polo ralph lauren
true religion jeans
michael kors handbags
michael kors outlet
polo ralph lauren
canada goose jackets
canada goose uk
ugg boots
kate spade handbags
adidas outlet store
coach outlet
ugg canada
christian louboutin shoes
uggs outlet
valentino outlet store
ray ban wayfarer
oakley sunglasses
mulberry outlet
ugg outlet
pandora outlet
canada goose
ralph lauren
canada goose jackets
kate spade sale
ugg boots
ugg outlet
kate spade handbags
oakley sunglasses wholesale
ugg outlet online clearance
michael kors handbags
michael kors outlet store
uggs outlet
ugg boots outlet
christian louboutin outlet
ugg outlet
canada goose
polo ralph lauren
polo outlet
moncler coats
nike outlet store
nfl jerseys
canada goose outlet
uggs outlet
uggs canada
michael kors outlet online
uggs outlet
ugg boots
ugg outlet
coach outlet
adidas outlet
pandora charms
uggs outlet
ralph lauren outlet
oakley sunglasses wholesale
canada goose jackets
ugg outlet
uggs outlet
canada goose jackets
coach outlet store online
ugg boots clearance
ray ban sunglasse
michael kors outlet
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Bunları Biliyor muydunuz ? Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^