Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - BESLENME VE DiYET
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

BESLENME VE DiYET

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Sağlık ve Tıp Sağlık ve Tıp
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 10:31:54    Mesaj Konusu: BESLENME VE DiYET Alıntıyla Cevap Ver

Besin Zehirlenmeleri

Yaz ayları ve beslenmeŞu Kolesterol Dediğimiz..Ramazan Sonrası BeslenmeRamazanda beslenmeÇocukların Beslenmesine Özen GösterinDengeli BeslenmeBesin Zehirlenmeleri


Beslenme konusunda dikkatsiz davranmak ciddi aldığımız gıdaların bize zehir olmasına neden olabilmekte. Böyle durumlarla karşlılaşmamak elimizde.

Halk sağlığını yakından ilgilendiren ve özellikle yaz aylarında artan yaygın rahatsızlıklardan biri olan besin zehirlenmeleri. Çoğunlukla hafif seyirli ve kısa süreli hastalıklar olmalarına karşın, zehirlenmeye yol açan besinle ve kişiyle ilişkili bazı faktörler, hastalığın zaman zaman daha ağır geçirilmesine, hatta ölümcül seyretmesine yol açabiliyor.

Besin zehirlenmesini kısaca; son 72 saat içinde, bir mikroorganizma veya toksini ile bulaşmış bir besinin tüketiminin ardından ishal, bulantı, kusma, karın ağrıları, karında kramplar gibi sindirim sistemini ilgilendiren bulguların ortaya çıktığı bir hastalık tablosu olarak ifade edebiliriz.
Zehirlenme vakaları genellikle birden fazla kişide görüldüğü gibi bazen tek tek olgular, bazen yerel salgınlar (işyerleri, hastaneler, lokantalar), bazen de daha büyük çaplı salgınlar şeklinde görülebilir.

Kolaylaştıran faktörler arasında mide asiditesini azaltan ve barsaktaki zararsız bakterileri yok eden antibiyotikler sıralanabilir. Bu nedenle özellikle yaz aylarında gereksiz antibiyotiklerin ve antiasit içeren ilaçların kullanımından kaçınmak gerekiyor. Yiyecek ve içeceklerin saklanması, hazırlanma ve sunulma aşamalarında uygun sağlık koşullarının olmaması, besin zehirlenmelerinin önemli bir sorun haline gelmesine yol açıyor. Süt ve süt ürünleri, kremalı yiyecekler, tavuk mamülleri, mayonezli, yumurtalı yiyecekler, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan etler, deniz ürünleri, bozulma riski en yüksek gıdalar arasında yer alıyor.

Besin zehirlenmelerine genellikle bakteri türü mikroorganizmalar yol açar. Bu bakteriler 5–70 0 C arasında, en çokda oda ısısı ve üzerindeki derecelerde çoğalma eğilimi gösterirler. Genellikle 5 0 C ve altındaki derecelerde çoğalamazlar. Bu nedenle yaz aylarında görülme sıklığı artmaktadır. Bu etkenler ancak 70 0 C ve üzerindeki ısılarda uygun süre ısıtma ve pastörizasyon ile ölür.

Nasıl oluşur:

Bir gıdaya, besin zehirlenmesine yol açan etken 3 yoldan ulaşır.
—Birincisi; gıdanın kendisi bu etkeni içerir. Özellikle hayvan kaynaklı gıdalar, bunlar arasında da özellikle kümes hayvanları (hayvanların kendileri bu etkenlerle hasta olabildikleri için) bu tür bulaşta rol oynar.
—İkincisi; işlenmemiş gıdaya katılan maddeler nedeniyle bulaş olabilir.
—Üçüncüsü; gıdayı hazırlayan kişi veya gıdanın hazırlandığı çevreden bulaş olabilir


Belirtileri:

Şiddetli karın ağrısı
Bulantı, kusma
İshal
Ateş
Baş dönmesi

Bu belirtiler ortaya çıkması 1-2 saat ile 72 arasında, etkenin cinsine (bakteri,virüs) ve kişinin özelliklerine göre değişir.

Tedavi:

Besin zehirlenmeleri genellikle kendiliğinden sınırlanan tablolar olduğu için çoğunlukla kaybedilen sıvının ağızdan alınan sıvılarla telafisi yeterli olmaktadır. Ancak bazı durumlarda mutlak hekime başvurmak gerekir.

Bunlar;
• Dışkının kanlı olması,
• Hastada 38.5 0C üzerinde ateş olması,
• 24 saatte 6 kezden fazla şekilsiz dışkılama,
• İshalin 48 saatten uzun sürmesi,
• Hastanın bebek veya yaşlı olması,

Ağızdan sıvı içirilerek kaybedilen sıvının yerine konulmasına çalışılmaktadır. Ama bulantı, kusma, şiddetli ise sıvı kaybı bulguları mevcut ise serum tedavi uygulanır. İshal tablosunda ağızdan beslenme kesilmemelidir. Spazmotik ilaçların ishal tedavisinde yeri yoktur. Özellikle invaziv bakterilerin neden olduğu tablolarda barsak hareketlerini azaltarak infeksiyonun yayılmasına yol açabilir. Klinik bulgular ile düşünülen bakteriyel enfeksiyona uygun antibiyotik tedavisine başlanır. Başlangıçta yapılan dışkı kültürleri ile tabloya yol açan bakteri tanısının konulması mümkün olabilir. Her besin zehirlenmesinde antibiyotik etkili değildir. Besin zehirlenmelerin seyri iyi bir destekleyici tedavi ve uygun antibiyotiklerle oldukça iyidir ve genellikle yan etkilere yol açmazlar.

Zehirlenen kişilerde beslenme


--------------------------------------------------------------------------------
Besin zehirlenmesi tablosu olan kişilerde, ishal sırasında barsakların dinlenmeye gereksinimi olduğu ve gıda alımının olayı kötüleştirebileceği tarzındaki yanlış inanca bağlı olarak beslenmenin durdurulması doğru bir yaklaşım değildir. Tam tersine harap olan barsak hücrelerinin çabuk toparlanması ve hastalık nedeniyle kaybedilen enerji açığının kapatılması için uygun gıdalarla beslenmeye devam etmek gereklidir. İshal süresince süt ve sütte bulunan laktozu içeren diğer gıdaların ve kafeinli içeceklerin tüketilmemesi önerilmektedir. Tuzlu krakerler, çorbalar, yoğurt, kola türü içecekler, pirinç ve patetes tarzı besinler, çorbalar ve Oral Rehidratasyon Sıvısı (ORS) ishal sırasında tüketimi önerilen gıdalardır.

--------------------------------------------------------------------------------
Dr.Özgür Cem Musri - TÜRKİYE HASTANESİ

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 10:39:41    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver


Yaz ayları ve beslenme

Mutlu olmanın temelinde yatan gerçek fizyolojik ve psikolojik yönden sağlığın tam olmasıdır..bedenle zihin arasında öyle yakın bir sınır var ki zihnimizle bedenimize hükmedemiyorsak bazı sorunlar var demektir.beslenmede bu olayın en önemli parçalarındandır diyetin günlük yaşantımızın bir parçası olduğu günümüzde yapmıyor gibi görünsekte durmadan bu konuyla ilgili mucize diyetler, en kısa sürede verdiren formüller,kişisel görüş ve uygulamalar,çeşitli ilaç,egzersiz,krem vb benzeri birçok uygulamayı uzmanlara danışmadan kendi bildiğimizce sağlığımızı bozabileceğimiz ihtimalini hiç düşünmeden uygulamaya geçiyoruz.

Tabiki sonuç çoğunda hüsran .. Yaşamak için değilde yemek için yaşayan beyinler ve bedenler genelde şişmanlamaya mahkum insanlara aittir.Bu kişilerin diyet yapmak yerine beslenme alışkanlıklarında pozitif değişiklikler yapabilecekleri kontrollü ( doktor ,diyetisyen,psikolog eşliğinde) uygulamalar kendilerine kalıcı faydalar sağlayacaktır.

Kilo vermede kişisel özellikler çok önemlidir kişinin psikolojik durumunun yemek yemeye olan etkisi,sosyal yaşantısının durumu,kilo verme isteğinin nedeni,ailesel genetik faktörler ve egzersiz durumu kilo vermede başarı için bilinmesi gereken en önemli etmenlerdir. Yaz aylarına başlayacağımız şu günlerde diyete olan ilgimizin bir anda artması ve nedense kilo aldığımızı ince kıyafetler giydiğimizde anlamamız, bizi hızlı bir şekilde kilo verdirebileceğini iddia eden kişisel ve yanlış uygulamalara itmektedir. İlk önce bu uygulamalar nelerdir onları görüp ardına doğru olan uygulamaları sıralayalım.

Kendimizi aç bırakarak sadece bazal metabolizma hızımızı düşürebiliriz.
Sadece egzersizle vücuttaki glikojen ( şeker) deposunu yakabiliriz.
Tek tip besin uygulamaları ile vitamin ve mineralsiz kalarak saç,deri problemlerine ve aşırı halsizliğe yol açarız.
Naylon eşofmanlar ve çeşitli terleten uygulamalarla sadece su ve mineral kaybederiz.
Bitkisel içerikli çaylar sadece bizi bol idrara çıkarır.kesinlikle yağ yakmaz.
Deriye uygulanan masaj,jeller,yosunlar vb uygulamalar cildimizi temizler ve rahatlatır. Yağ verdirmez.
İnsanları zayıflattığı söylenen aletler sadece sarkma ve yumuşamaları engeller.
Bitkisel içerikli bile olsa bütün ilaçların yan etkileri vardır ve doktor tavsiyesi olmadan kullanılamaz.
Aktarlardan aldığımız yağ yaktığı söylenen bitkilerin hiçbirinin böyle bir etkisi yoktur.
Gazete ve dergilerde ve televizyonlarda yazılı verilen diyetler kişiye özel değildir ve uygulanmamalıdır.

Doğru Olan uygulamalar;
--------------------------------------------------------------------------------


Sağlık durumunuzun ve fizyolojik özelliklerinizin göz önünde bulundurulacağı ve metabolizma analizinizin ve gerekli tahlillerin yapılması sonucunda size bir diyet uzmanı tarafından kilo verme sürecinizin de belirleneceği diyet uygulaması
Kilo almanıza neden olan beslenme ve sosyal alışkanlıklarınızın değiştirileceği bir diyet uygulaması
Yavaş yavaş kilo verilen ( hafta 1 kg ) bir diyet uygulamsı
Diyet ve aktif egzersizin bir arada uygulanacağı bir diyet tavsiyesi

Kilo Vermenin Püf Noktaları;

Yediğinizi yarıya indirip hareketinizi iki katına çıkarınız.
Yemeklere başlamadan önce mutlaka uygulayınız; • en az 1 bardak su içiniz • 1 kase çorba içiniz • bol yağsız ama limonlu karışık mevsim salataları tüketiniz • en son ana yemeğinizi yiyiniz
Yediğiniz yiyeceklerin içeriğine dikkat ediniz.( şeker ve yağ miktarına)
Lokmalarınızı az az alınız ,iyi çiğneyiniz ve sık sık besleniniz.
Kesinlikle öğün atlamayınız.( günde 3 ana öğün ve 3 ara öğün yapınız.)
Herhangi bir işle uğraşırken yemek yemeyiniz – atıştırmayınız.
Hareket etmiyorsanız tatlı ve hamurişi gıdalar tüketmeyiniz.
Günde en az 10 su bardağı su içiniz.
Günde 8 saatten fazla uyumayınız.
Her gün en az 45 dakika egzersiz yapınız.( yürüyüş yapıyorsanız durmaksızın hızlı tempoda)
Akşam saat 20:00 dan sonra yemek ve tatlı tüketmeyiniz.
Diyet gıdaları ile diabetik gıdaları karıştırmayınız.
Tuzu az tüketiniz.
İçeriğini bilmediğiniz gıdalardan uzak durunuz.
Et yemeklerine yağ katmayınız,Sebzelere en fazla 2 yemek kaşığı sıvı yağ katınız.
Haftanın iki günü 100 gr sütlü tatlı veya dondurma tüketebilirsiniz.
Örnek yaz diyeti ( sağlıklı 55-70 kg kişiler için öneri tarzındadır)

UYKUDAN KALKINCA : 1 su bardağı sıcak suiçine 2 damla limon+1 çay kaşığı bal

KAHVALTI : 1 dilim beyaz peynir çeşitleri (50 gr) 8:00-10:00 1 tatlı kaşığı ( Reçel , bal , pekmez'den biri ) 1 tatlı kaşığı tereyağ veya 5 zeytin 1 su bardağı süt veya 1 haşlanmış yumurta 2-3 dilim kepekli veya çavdarlı ekmek bol yeşillik, domates salatalık.biber vs..

ARA ÖĞÜN : 10 adet çilek 11:00
ÖĞLEN : 100 gr ızgara et veya 6 kaşık sebze veya 6 kaşık kurubaklagil 12:30-14:00 2 kaşık pilav veya makarna 1-2 bardak ayran 1 dilim kepekli veya çavdarlı ekmek yağsız limonlu mevsim salata

ARA ÖĞÜN : 3-4 adet kepekli bisküvi 15:30-16:30
AKŞAM : 6 kaşık zeytinyağlı sebze yemeği 18:00-20:00 1 kase yoğurt 1 dilim kepekli veya çavdarlı ekmek yağsız limonlu mevsim salata

ARA ÖĞÜN : 5 çilek+5 erik+1 elma 21:00-22:00 Yaz aylarında dikkatli yenilmesi gereken yiyecekler.
Her türlü kızarmış gıdalardan uzak durunuz. Hareketsiz bir yaşantınız varsa tatlı tüketiminizi haftada 1 gün olarak kısıtlayınız. Veya hiç yemeyiniz. Bol miktarda su,soda,ayran gibi gıdalar tüketiniz.

Sofranızdan salataları eksik etmeyiniz Yemeklerden en az 1 saat sonra meyve tüketiniz Akşam geç saatlerde tatlı,alkol,kızartma ,çerez gibi gıdalar tüketmeyiniz. Et ürünlerini ızgara ve daha çok balık ve tavuk eti olarak tüketiniz.

Dyt.Bahattin Arslan
Türkiye Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı

Bu yazi icin Kaynak

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 11:04:36    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Şu Kolesterol Dediğimiz..

Gelişen teknoloji ve onun getirdiği yaşam biçimleri bizim özellikle kalp sağlığımızı etkileyen ve kalp damarlarımızın tıkanmasına neden olan kolesterolü doğurmuş ve kötü beslenme,hareketsizlik,stres ve çeşitli ilaçlar yüksek kolesterol değerlerinde yaşamaya bizi mahkum etmiştir. O yüzden şu kolesterol dediğimiz şey nedir nerelerde bulunur,tedavisi nasıldır bir bakalım.?

Kolesterol bazı vücut fonksiyonları için gerekli olan ve yaklaşık %75’i vücutta ( karaciğer tarafından ) sentezlenen,geri kalanı da dışarıdan besinlerle sağlanan yağa benzer bir maddedir..

Kolesterol kanda lipoprotein denilen yapılar tarafından taşınır ve dansitesine(yoğunluk) göre isimler alır.

HDL (yüksek dansiteli lipoprotein) veya iyi kolesterol ( damarlarda biriken kolesterolü temizler) kandaki kolesterolün %30 ‘unu oluşturur.
LDL ( düşük dansiteli lipoprotein ) veya kötü kolesterol ( damar duvarlarına kolesterol biriktirir ve tıkanmaya neden olur.) kandaki kolesterolün %70 ‘ini oluşturur.
Kanda kolesterol seviyesini etkileyen etmenlerin başında aldığımız yağın cinsi ve miktarı gelmektedir.özellikle de hayvansal kaynaklı yiyecekler ( et ürünleri) ve bunların yan ürünleriyle hazırlanan gıdalar ( süt,yumurta,tereyağı,peynir ...) kolesterol miktarını arttırabilir.

Buna karşı bitkisel içerikli bazı yağlarında kolesterol değerlerini düşürdüğü bilinmektedir. ( zeytinyağı,ayçiçek,mısırözü vb)

Bazı insanların kolesterol değerlerinin yüksek olması kalıtsaldır.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın.


Aşağıdaki tabloda kolesterol değerlerini yükselten ve kolesterol değerlerini yükseltmeyen gıdalar sıralanmıştır.
TERCİH ETMEYİNİZ
TERCİH EDİNİZ

Et ürünleri
Sebze,meyve,kurubaklagiller,kepekli tahıllar

Yağlı etler ( kırmızı+yağlı tavuk)
Yağsız tavuk,balık,yağsız kırmızı et

Salam sucuk ,sosis,sakatatlar,karides..
Ton balığı ve konserve balıklar

Tam yağlı süt,yoğurt
Yarım yağlı süt,yoğurt

Tam yağlı peynir,kaşar,peynir çeşitleri
Yarım yağlı peynirler,lor.....

Tereyağı,kaymak,iç yağı...vb
Zeytinyağı,bitkisel yağlar,soya yağı

Kızarmış yumurta ve ürünleri
Haşlanmış yumurta( haftada 1-2)

Çikolata,kremalı bisküvi,pastalar
Kepekli,soyalı,yulaflı bisküvi ve sıvı yağlı gıdalar

Beyaz ekmek,kekler,börekler
Kepekli,yulaflı,çavdarlı ekmek ve ürünleri

Kızartma.kavurma ,mangal vs
Izgara,haşlama ve fırınlama

Bazı gıdaların 100 gramında bulunan kolesterol değerleri

Resmi büyütmek için üzerine tıklayın.


Kolesterolün kalp sağlığına etkisi


Resmi büyütmek için üzerine tıklayın.


Dyt.Bahattin Arslan
Türkiye Hastanesi Beslenme Ve Diyet Kliniği

Bu yazi icin Kaynak

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 11:16:41    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

RAMAZANDA BESLENME

Ramazanda beslenme İslamiyetin şartlarından biri olan ve ramazan ayı içerisinde tuttuğumuz oruç hem ruhen hem de bedenen vücudumuzu dinlendiren ,insanın nefsine hakim olmayı öğrendiği ,belirli kurallar içeren ibadet şekillerinden biridir. Oruçta belirli saatlerde yeme ve içme eylemlerini tamamen kestiğimizden vücudumuz özelliklede sindirim ve boşaltım sistemimiz dinlenmekte ve kendini yenilemektedir. Fakat oruc tutmayı belirli saatlerde aç kaldıktan sonra kıtlıktan çıkmışçasına ne bulursak yemeye çalıştığımız bir eylem haline getiren kişiler bu aydan sağlıklı bir şekilde çıkamamaktadırlar.

Oruçta metabolizma

Gün içerisinde yaklaşık 10-12 saat aç kaldığımız için vücudumuzda birtakım değişiklikler meydana gelmektedir.( Halsizlik ,yorgunluk,mide asit salgısının azalması,vb.) Çeşitli nedenlerle meydana gelebilen açlık insan vücudunda yıkım olaylarının başlamasıyla devam eder. Oruç tutanlarda metabolizma kendisini korumak maksatlı düzenli olarak hızını düşürmekte ve buda kişinin daha az enerji ile yapması gerekenleri yapabileceğini ve bu yüzdende daha az enerji ve besine ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Açlıkta meydana gelen enzimatik reaksiyon değişiklikleri sonucunda vücudun enerji elde etmek için tercih edeceği yakıtı belirlemesi sağlanır. Karaciğer açlık durumunda beyin ve diğer glikoza bağımlı dokuların enerji ihtiyaçlarını karşılamak için her zaman depo şeker ( glikojen ) bulundurur. Vücut şeker ihtiyacını karşılamak için ilk önce beslenme ile alınan ve kana verilen ( şeker,sebzeler,tahıllar,meyvelerden elde edilen ) kan şekerini kullanır,bundan sonraki ihtiyaçlarını karşılayabilmek için karaciğerdeki şeker deposu kullanılır. Bu yüzden oruç tutan kişilerin proteinli gıdalardan ( et ..süt vb) çok karbonhidratlı ( sebze.meyve,tahıllar ...) gıdaları tüketmeleri vücut dayanıklılığı ve direnci için daha yararlı olacaktır.

Oruçta nasıl beslenmeli


İnsanların dini inançlarını yerine getirirken uymaları gereken kurallar arasında en önemlisi sağlıklarını bozmamaları gerektiğidir. Oruç tutacak kişinin bedenen ve ruhen sağlıklı olması gerekmektedir Çeşitli rahatsızlıkları ve hastalıkları olan kişiler oruç tutarken mutlaka doktorlarına danışmak zorundadırlar. Şeker hastaları, ,kalp ve tansiyon hastaları, mide ve bağırsak problemleri yaşayan kişiler, gebe ve emzikli kadınlar,sürekli ilaç kullananlar vs... Bütün gün oruç tutmuş bedenin ihtiyacı olan sıvı ve katı besinleri alamamış bir vücuda bir anda bu gıdaların yüklemesini yapmak hem sindirim hem de endokrin sistemine zarar verebileceğinden, oruç tutan kişinin aşağıdaki beslenme kurallarına uyması sağlığı açısından faydalı olacaktır.

İftar saatinde orucunuzu mutlaka su ile açmaya özen gösteriniz.( zeytin,hurma vb.. gıdalarla açsanız bile suyunuzu içiniz)
Ana yemeğe başlamadan önce mutlaka bir kase çorba içmeye özen gösteriniz.
Ana yemeğinizin az yağlı gıdalardan oluşmasına dikkat ediniz. Yemeklerle birlikte mutlaka bol sıvı gıda ve içecekler alınız( ayran,meyve suyu,komposto ..vs)
Mümkün mertebe iradenize hakim olunuz ve 1 porsiyondan fazla yemek tüketmeyiniz aksi halde mide rahatsızlıklarına yakalanabilirsiniz.
Yemekte mutlaka az yağlı karışık bol salata tüketiniz.( kabızlık yaşamamak için)
Pilav,makarna,bulgur,kurubaklagil gibi gıdalardan sadece birini 2-3 kaşık olarak tercih ediniz.
Bağırsaklarınızın çalışmasını kolaylaştırmak için ya kepekli ekme tercih ediniz yada ramazan pidelerinden az miktarlarda tüketiniz.
Ramazanda daha çok az yağılı, kızarmamış, aşırı baharat ve tuz içermeyen sebze ağırlıklı gıdaları tüketmeye çalışınız.
Et yemeklerinizi ya ızgara yada fırınlama yöntemiyle pişiriniz.
Yemekten en az 2-3 saat sonra vitamin ve posa ihtiyacınız için meyve tüketiniz.
Aşırı kilolar alarak ramazanı tamamlamak istemiyorsanız tatlı tüketiminizi minimuma indiriniz ve az şekerli sütlü tatlılar tercih ediniz.

Oruçta oluşabilecek çeşitli rahatsızlıklar


Aşırı ve kötü beslenme sonucunda özellikle mide ve sindirim sistemi rahatsızlıkları görülmektedir( gastrit,reflü,midede aşırı gaz ve asit birikimi,kabızlık vb) Aşırı yeme sonucunda midede hazımsızlık,şişlik,reflü ve gaz şikayetleri Gün içerisinde halsizlik,tansiyon düşüklükleri,kan şekeri dengesizlikleri Yemek sonrası midenin gerilmesine bağlı olarak gelişen kas spazmları( genelde kişi kalp krizi geçirdiğini sanabilir.) Aşırı ve hızlı yeme sonucunda gelişen şişmanlık Genelde halkımız ramazanı bir yeme şenliği haline dönüştürdüğü için bir çok hastanelerimiz mide ve barsak şikayetleri yaşayan kişiler ile dolmaktadır. Sağlığınızı korumak ve ramazanı rahat geçirmek istiyorsanız çok çeşitli ve aşırı yemek yerine az ve sade bir sofrayla ramazanı geçirmek gerekmektedir.

Pratik öneriler

Yemek aralarında bol miktarlarda su ve sıvı içecekler tercih ediniz.
Tatlı gıdalar yerine meyveleri tercih ediniz Kilo problemleri yaşıyorsanız şekerli gıdalar tüketmeyiniz.
Gün içerisinde rahat oruç tutmak istiyorsanız mutlaka sahur yapınız.
Sahurda sizi rahatsız edecek yemekler yerine hafif kahvaltılık tercih ediniz.
İftarla sahur arasında en az 2 litre su tüketmeye çalışınız.
Yemekleri yavaş yavaş ve iyi çiğneyerek tüketiniz.

Bu yazi icin kaynak

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 11:20:20    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ramazan Sonrası Beslenme

Ramazan ayını tamamladığımız ve artık oruç tutmayıp normal beslenme düzenine döneceğimiz şu günlerde sağlığımızı ve midemizi bozmak istemiyorsak bir takım beslenme kurallarına uymak zorundayız.

Özelliklede oruçluyken akşam saatlerinden başlayan yeme davranışımızın ramazan bayramıyla birlikte gündüz saatlerine kaymasıyla birlikte bu döneme hızlı bir geçiş yaparak aşırı ve hızlı beslenen, hamur işi, tatlı ve ağır yağlı gıdalarla beslenen kişileri bekleyen bazı sorunlar vardır.

Bunların başında çeşitli mide problemleri( gastritler,reflüler,gaz ve hazımsızlık şikayetleri ) bağırsaklarda kabızlık ve ishal durumları, bedende halsizlik ve yorgunluklar, kan şekeri dengesizlikleri ve tansiyon problemleri gibi birtakım sağlık problemlerine yakalanmak istemiyorsak oruç sonrası normal beslenme düzenine geçerken bir geçiş süreci koyarak bu sürede hafif , az yağlı, bol sıvılı, sebze ve meyve ağırlıklı gıdalarla beslenip eski beslenmemizde tükettiğimiz etli ve hamur işi gıdaları, azar azar beslenmemize katmamız gerekmektedir.

Yine ramazan döneminde aşırı kilo alan kişilerin bayram süresince şekerli ve hamurlu gıdalardan uzak durmaları ve kilolarını eski haline getirinceye kadar uygun diyet yapmalarını öneririm.
Ramazan sonrası beslenmemizde nelere nasıl dikkat etmeliyiz?


--------------------------------------------------------------------------------


Bayram süresince az az ve sık sık beslenmeli toplam yiyeceğimiz yiyeceği en az 4-5 öğüne bölmeliyiz.
Hamur işi ve tatlıları mümkün mertebede en az miktarlarda ve günde 1’den fazla tüketmemeliyiz.
Aşırı yağlı, kızarmış, kavrulmuş gıdalar yerine ızgara ve fırınlama yöntemleriyle pişmiş yiyecekler tüketmeliyiz.
Bol miktarlarda sıvı yiyecek ( çorbalar) ve sıvı içecekler almalıyız( su, ayran, meyve suyu) Sebze, meyve ve salata ağırlıklı bir beslenme planı yapmalıyız.
Yemeklerimizi yavaş yavaş yemeli ve lokmalarımızı iyice çiğnemeliyiz.
Kolalı içecekler, sodalar, koyu çay ve kahvelerden uzak duralım.
Hazır gıdalar, fast foodlar ( kebap,lahmacun,döner vb ) ve tatlıları beslenmemize teker teker ve az miktarlarda katmalıyız..
Akşam geç saatlerde ve gece yatmadan önce yemek ve tatlı tüketmemeliyiz.
Sonuç olarak söyleyebileceğimiz en önemli kural yeterli ve dengeli beslenerek sağlığımızı korumalı ve be 1 ay aç kaldım bahanesi ardına sığınıp bulduğumuz, gördüğümüz ve sevdiğimiz bütün yiyecekleri bir anda yemeye çalışmamalıyız.

Dyt. Bahattin arslan
Türkiye Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı

Bu yazi icin Kaynak

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 11:27:56    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Çocukların Beslenmesine Özen Gösterin

Çocukların ve gençlerin hatalı beslenmesi, gelişme geriliği, yüksek tansiyon, diyabet gibi hastalıklara yakalanmalarına zemin hazırlıyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de şişmanlık hızla artıyor. Türk Kardiyoloji Derneği’nin çalışmaları son 10 yılda şişmanlık sorununun iki katına çıktığını gösteriyor. Fast food tipi yiyeceklerle gerektiğinden fazla yağ ve karbonhidrat olan çocuklarda şişmanlığın yanısıra diyabet ve yüksek tansiyon gibi hastalıklar gelişebiliyor. Bu yüzden çocukların beslenmesine gereken özenin gösterilmesi gerekiyor. Burada da en önemli rol aileye ve okul yöneticilerine düşüyor.

Türkiye Hastanesi çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Asuman Akça, beslenmeyi “En basitten, en karmaşık yapıdaki canlıya kadar, organizma, hayati faaliyetlerini yapabilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerjinin temini besin dediğimiz maddelerin vücuda alımı ile gerçekleşir. İşte bu olaya beslenme denir” diye tanımlıyor.

Beslenme vücuda sadece ısı-kalori vermekle kalmıyor zevk de veriyor. Kişinin kendisini mutlu, güveni, huzurlu hissetmesi, sofra başında dostluklar kurulmasını da sağlıyor. Dr. Asuman Akça, vücudun gereksinimlerini besinlerde bulunan 50’den fazla kimyasal madde ile sağladığını belirtiyor ve ekliyor:
“Her besinin verdiği enerji ve özellik farklıdır. Besinlerin protein-yağ-karbonhidrat-minerali-vitamin ve su olarak 6 ana grupta toplayabiliriz. İyi ve dengeli beslenme bu grupların karışımını doğru ve uygun biçimde tüketmektir. İnsan yediklerinden ibarettir. Çünkü bu dengeyi bozduğumuzda az yesek bile çok kalorili (yağı fazla, proteini az) alabileceğimiz gibi sık sık yiyip, dengeli tükettiğimizde fazla kilo almayabiliriz.”

Şişmanlık Nasıl Etkiliyor?
--------------------------------------------------------------------------------
Besinlerden açığa çıkan enerjinin, kalorinin fazlası vücutta yağ şeklinde depolanıyor. Bu olay fazlalaşırsa hastalık olarak kabul edilen aşırı şişmanlık ortaya çıkıyor.

Dr. Asuman Akça bu durumun sağlık açısından sakıncalı olduğunu belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Kalorinin sarfiyattan daha az alındığı durumlarda da zayıflama baş gösterecektir. Halsizlik, bitkinlik, kansızlık gibi durumlar eşlik edebileceğinden bu da yanlış bir beslenme sonucu olacaktır. Öyleyse yaşa uygun günlük kaloriyi sağlayan uygun yiyecek guruplarından seçmeliyiz. Her yaş grubunda beslenme bozukluğu belirtileri değişik olacaktır. Ancak genelleme yaparsak, büyüme-gelişme geriliği, -özellikle ergenlikte olan çocuklara kadar olan grup için- solukluk, halsizlik, tansiyon değişikliklerine yol açar. Ciltte problemler görülebilir. Kabızlık- ishal, mide ağrısı, yanması gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Psikolojik bozukluklar bile ortaya gelişebilir.”

Beslenme zayıflatmayacak kadar az ama kuvvetli öğünlerle olduğunda sonuçta alınması gereken kaloriyi sağlıyorsa problem oluşmuyor. Ancak yaşa göre olması gerekenin altında kalırsa tabii ki, zayıflamaya yol açıyor. Burada yaş çok önemli bir faktör. 12-13 yaşlarda bir çocuğun az beslenmesi sonucu büyüme gelişme duraklıyorsa bozuk bir beslenme söz konusu olabiliyor. Dr. Asuman Akça, “Aynı şey fazla yiyen şişman çocuk veya bireyler için de geçerli. Ancak genetik yapıda unutulmamalıdır. Ufak tefek, zayıf ama muayene ve laboratuvar sonuçları normal bir çocuk beslenme bozukluğu olarak değerlendirilmemelidir. Aynı şey iri yarı-gürbüz sağlıklı bir çocuk için de geçerlidir” diyor.

Kahvaltı Çok Önemli

--------------------------------------------------------------------------------
Gençlerde özellikle okul çağında ve ergenlikteki çocuklarda beslenmeye dikkat edilmiyor. Okula giderken iyi bir kahvaltı yapılması çocuğun hem sağlığı hem de başarısı için çok gerekli.

Dr. Asuman Akça, kahvaltıyla ilgili yapılan hataları şöyle sıralıyor: “Taze meyve ve meyve suyu yerine konsantre hazır meyve suları, ayran yerine çay ve kola, asitli meşrubatlar, düzgün bir öğün yerine fast-food salçalı, mayonezli, kızartma patetesli ayak üstü yiyecekler, acıkınca oturmak yerine, kek, börek, bisküvi, gofret atıştırma, sebze-salata yerine, döner ekmek-lahmacun tercihi maalesef oldukça yaygın. Bu da tabii ki beslenme bozukluğunu beraberinde getirdiği gibi, ileri yaşamda çocuğun beslenme biçimini de kötü etkilemektedir.”

Nasıl Beslenmeli?

--------------------------------------------------------------------------------
Çocukların ve gençlerin beslenmesine önem verilmesi gerektiğini belirten Dr. Asuman Akçan, yapılması gerekenlerle ilgili şu bilgileri veriyor:

Yenidoğan döneminde 0-4 ay sadece anne sütü verin
Ek gıdalara 4-6 ayda başlayın
Bebek 9-10 aylık olunca aileyle sofraya oturmalı.
Sofra özenle kurulmalı, çocuğun acıktığı saatlerde sofra hazır olmalı
Açlığını yatıştırıcı abur cubur, market, bakkal ürünleri alınmamalı.
Sofra saatleri mutlaka huzurlu mutlu saatlere dönüştürmeli.
Sofrada en az 1 öğün taze mevsim salatası, 1 sebze yemeği çeşidi, 1 öğün et cinsi olmalı. Sofraya içki kola, asitli meşrubat, bira vs. yerine, su, ayran veya taze sıkılmış meyva suyu koyulmalı
Kızartma yerine haşlama, salça yerine taze domates tercih edilmeli, tuz ilavesi yapılmamalı.
Kurubaklagiller haftada 1-2 kez yedirilmeli.
Ayrıca, katkı maddeleri olan ürünler sucuk, salam, sosis gibi besinler yerine et, tavuk, balık, köfte tercih edilmeli..
Çocuğa yeme konusunda baskı yapılmamalı, aşırı şişman çocuklara uygun diyet programları alınmalı.
Aile büyükleri önce kendi yeme biçimlerini de gözden geçirmeli ve çocuğa iyi örnek olmalı.

Beslenme Yanlışları

--------------------------------------------------------------------------------

Çok hızlı, iyi çiğnemeden yemek
Gerçekten acıkmadan yemeğe oturmak
Sık sık ayaküstü atıştırmak
Baharatlı pişmeden çiğ köfte gibi yiyecekleri tüketmek.
Fazla karbonhidrat tüketmek
Ekonomik sorunlar nedeniyle az prot

Bu yazi icin Kaynak

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 16:57:27    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Dengeli Beslenme

Ünlü fıkradır; Nasreddin Hoca, yazın sıcağından, kışın soğundan yakındığı için “ee ama Hoca efendi, sen de hiç memnun olmuyorsun” diyenlere, “canım, bahara bir sözümüz yok” demiş. Sıskalıkla şişmanlık yaşamın yazı-kışı gibidir. Sağlıklı beslenin sürekli baharı yaşayın.

Anneler babalar.. Siz siz olun, ne “canım çekti” deyip tıka-basa yemek yiyin, ne de çocuklarınıza “ye çocuğum ye” diye baskı yapın. Tabii anne baba olmayan yetişkinler de aynı kurala uymalı.
Her ne kadar bir zamanlar “bir gram et bin ayıp örter” lafı rağbette idiyse de, unutmayın ki, günümüzde dengesiz beslenmenin neden olduğu şişmanlık, ciddi bir sağlık sorunu olarak kabul ediliyor.

Ne sıska ne tombul olun, iyisi mi karar noktanızı bulun. Bu konuda zorluk çekenler, herhalde şimdi “iyi de nasıl?” diyorlardır. Tabii ki, dengeli beslenerek. Zaman zaman moda sayılsa da hem sıskalık, hem de şişmanlık, sağlık açısından normal değildir. Her ikisi de beslenme bozukluğundan kaynaklanıyor.
İşte bu nedenle “dengeli beslenme”yi önemsiyor ve öneriyoruz. Sırası gelmişken “şişmanım, zayıflayamıyorum” diyenlere yönelik bir kandırmacaya de değinelim. Yemeği çok sevenleri mutlu eden bir söz vardır; “istediğini yiyerek de zayıflayabilirsin” diye. İnanmayın. Hem ne istersen yiyeceksin, hem de kilo vereceksin.. Yok böyle bir şey.

Dengeli olmanın temel şartı, ilkeli olmaktır. Düzenli olmaktır. Bunun için de, bütün sorun, eğer zayıfsanız kilo almak için, şaşmansanız kilo vermek için kurallara uymaktır. Dengeli beslenme; kişinin tüm bedensel fonksiyonlarını normal yürütebileceği miktarda kaloriyi almasıdır.

Bunu üç açıdan irdeleyebiliriz.

Normal kilolu kişi: Gıdalardan alacağı günlük kalori, tüketeceği kaloriyi karşılamalıdır. Yani her gün harcadığı kadar kalori almalı.
Şişman kişi: Gıdalardan alacağı günlük kalori, tüketeceği kaloriden az olmalıdır. Yani harcadığı kaloriden az kalori almalı.
Zayıf kişi: Gıdalardan alacağı günlük kalori, tüketeceği kaloriden çok olmalıdır. Yani, tükettiğinden çok kalori almalı.
Her ne kadar herkes için geçerli sayılan reçeteler varsa da, işin doğrusu bir beslenme uzmanının kişinin işine, vücut yapısına, günlük gereksinmesine, cinsiyetine, yaşına göre yapacağı programa uymaktır.

Aslında dengeli beslenme bir bakıma, “yaşamı ciddiye almaktır” diyebiliriz. Kilosunu normalde tutamamaktan yakınanlar, ömrün, sadece yaşanılan andan ibaret olmadığını bilirler, ama, gene de o anki yeme arzusuna kapılmaktan kendilerini alamazlar. Hani yukarıda düzenli olmalı, kurallara uymalı dedik ya. İşte onu yapamazlar.

“Her şeye rağmen, canım çekti yedim” diyecekseniz, yani, ihtiyacınızdan fazla kalori alacaksanız, bunu vermeyi de başarmalısınız. Aksi takdirde, o ihtiyaç fazlası kalori vücutta kalacak ve kilonuzu artıracaktır. Yapmanız gereken iş, bu fazla kaloriyi kullanmaktır. Spor yaparak, yürüyerek, yüzerek, jimnastikle aldığınız fazla kaloriyi vermelisiniz.

Bir önemli nokta da şu: Genellikle fazla kilolar, hızlı bir uygulama ile özel diyetler sayesinde atılır. Bu tür bir uygulamada dengeli beslenmeden söz etmek tabii ki, mümkün olamaz. Buradaki yöntem tam aksine “dengesiz” beslenmedir. Vücut, bu yolla verilen kilolarını mutlaka isteyecektir. Ve siz, eğer “form tutayım” diye özel diyetle kilo verdiyseniz, yeniden kilo almaya başladığınızda “Allahım bir türlü zayıflayamıyorum” diye yakınacaksınız.

Unutmayın ki, form, çabayla kazanılır. Kendinize eziyet ederek kazandığınız form, ödünç alınmış mal gibidir. Dikkat ederseniz, bu yazı içinde size, et yiyin, süt için, meyva tüketin gibi tavsiyelerde bulunmadık. Genel kuralları belirtmeye çalıştık. Dengeli beslenme kavramı her birey için farklı nitelik taşıdığı için ne yiyip ne yememeyi değil, dengeli olmanın önemini vurgulamak istedik. Ama her gün, hatta her öğün için mönü oluşturma konusunda yardıma gereksinme duyarsanız, bunu diyet uzmanıyla yapmalısınız.

Şişman Kimdir?
--------------------------------------------------------------------------------
Şişmanlık; vücut kütle indeksiyle ölçülüyor. Vücut kütle indeksi, ağırlığın, boyun karesine bölünmesiyle bulunuyor. Kadın-erkek için ideal oran 21-23. Normal sınırlar içinde sayılmak için bu oranı 23 - 30 arasında tutmak gerekiyor. 24’ün üstü 30’un altındaki oranlara “fazla kilolu” deniliyor. Bu oran 30’un üzerindeyse, o kişi şişman sayılıyor. 35 olanlar çok şişman, 40’ı aşanlar aşırı şişman sayılıyorlar. Siz de vücut kütle indeksinizi hesaplayarak durumunuzu belirleyebilirsiniz.

Örnek: Kilosu 70, boyu 1.70 olan kişi şişman mıdır? Kiloyu, boyun karesine bölelim; (kilo=) 70 bölü (boyun karesi 1.70 x 1.70 = ) 2.89 eşittir 24.2. Bu kişi şişman sayılmaz.

Bu Yazı için Kaynak

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 08 Nisan 2008, Salı 17:03:18    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Besin Zehirlenmeleri

Besin ZehirlenmeleriYaz ayları ve beslenmeŞu Kolesterol Dediğimiz..Ramazan Sonrası BeslenmeRamazanda beslenmeÇocukların Beslenmesine Özen GösterinDengeli BeslenmeBesin Zehirlenmeleri

Yaz mevsiminde sıcaklık artışı ve hijyen koşullarındaki olumsuzluklar besin zehirlenmelerinin görülme sıklığında artışa neden oluyor. Zehirlenmeler karında ağrı ile karışık rahatsızlık hissi, bulantı ve kusma ile ortaya çıkıyor.

Genel sağlık sorunları arasında yer alan besin zehirlenmeleri, stafilokok, salmonella, botulism ve E. coli adı verilen bakterilerden kaynaklanıyor. Zehirlenmeye neden olan bakteriye göre zehirlenmenin de tehlikesi değişiyor. Türkiye Hastanesi iç hastalıkları uzmanı Dr. Ahmet Faruk Yağcı en hafif zehirlenmelerin mide bulantısı ve tek kusma ile düzelen vakalar olduğunu belirtiyor. Dr. Ahmet Faruk Yağcı besin zehirlenmeleri konusunda şu bilgileri veriyor.

Stafilokok Zehirlenmesi

--------------------------------------------------------------------------------
“Bütün zehirlenmelerde, yiyeceğin alınmasını takiben 2-24 saat arasında bir sürede kusma ortaya çıkabilir. Erken kusma yapan durumlar genellikle çabuk iyileşen durumlardır. Herhangi bir tıbbi yardım gerekmez ve toksini içeren gıdanın mide tarafından reddedilmesi ile zehirlenme sebebi de vücuttan uzaklaştırılır. 24 saate varan bir halsizlik olabilir. Bu tür zehirlenmeler en sık görülen zehirlenme çeşididir. Nadiren şiddetli ishal takip edebilir ve damardan sıvı takviyesi ile antibiyotik gerekebilir.”

Salmonella Zehirlenmesi

--------------------------------------------------------------------------------
Salmonella cinsi bakterilerin yaptığı besin zehirlenmelerinde belirtiler 8 saatten daha sonra ortaya çıkıyor. Kusmaya 2 gün kadar sürebilen ishal eşlik ediyor. Bu bakteri daha çok süt ve süt mamulleri ile saklama şartları iyi olmayan kümes hayvanları ürünlerinden bulaşıyor.

Botulism Zehirlenmesi

--------------------------------------------------------------------------------
Botulism adı verilen türdeki besin zehirlenmeleri hayati tehlike arz ederler. Yapım şartları iyi olmayan salam, sosis ve sucuk gibi maddelerin yenmesi ile ortaya çıkan bu tip zehirlenmede antitoksin adı verilen madde ile ilk 72 saatte müdahale etmek hayat kurtarıcıdır. Botulism halsizlik, kaslarda şiddetli ağrılar ve sinir-kas sisteminin çalışmaması ile kendini belli eder. Konuşmada bozukluk ve çift görme en fazla görülen belirtilerdir.

E. Coli Zehirlenmesi

--------------------------------------------------------------------------------
E.coli bakterisinin neden olduğu bu zehirlenme, şiddetli kanlı dışkılama ve aşırı halsizlik, çok şiddetli karın ağrısı, hafif ateş ile gelişiyor. Hastaların yüzde 5’inde öldürücü karaciğer, böbrek yetersizliğine neden oluyor. Kanlı dışkılama ile ortaya çıkan zehirlenmelerde mutlaka hastane tedavisi gerekiyor.

Virütik Zehirlenmeler
--------------------------------------------------------------------------------
Virüslere bağlı mide bağırsak rahatsızlıkları da besinlerle bulaşıyor. Bu rahatsızlıklar içinde çok sulu dışkılama, karın ağrısı ve bulantı-kusma, en sık görülenleridir. Bunlarda antibiyotik gerekmez. Sadece damardan sıvı tedavisi gerekmektedir. Şehir değiştirenlerde de ilk günlerde, şehrin suyundaki bazı bakterilerin yaptığı benzeri zehirlenme tabloları olabilir.”

Kimyasal Maddelerin Neden Olduğu Zehirlenmeler


--------------------------------------------------------------------------------
Bazı besinlerin ihtiva ettikleri kimyasal maddeler de zehirlenmelere neden olabiliyor. Bu tür zehirlenmeler özellikle bu maddeleri ihtiva eden mantar ve bitkilerin yenmesi ile ortaya çıkıyor. “Amanita muscaria” adlı mantar ile olan zehirlenmede bulantı, kusma, karın ağrısı, terleme, salyanın artması ve koma hali görülebiliyor. Uygun tedavi ile hasta 24 saatte kendine gelebilir. Ancak mantarın fazla yendiği şiddetli vakalarda birkaç saat içinde ölüm görülebiliyor.

“Amanita phalloides” adı verilen mantarda bulunan kimyasal zehir ise bilinen en zehirli ve öldürücü maddelerden olup belli miktarın üzerinde alınması halinde karaciğer ve böbrek yetmezliğine sebep olarak ölüme yolaçıyor. Ayrıca ilaçlara bağlı olan zehirlenmeler de son derece tehlikelidir. Bazı ilaçlar midenin mukus tabakasını zedeleyerek bulantı, kusma ve karın ağrısı yapabilirken bir kısmı bağırsak hareketlerini ve yüzeyini değiştirerek uzun süren ishallere sebep olabiliyorlar.

Besin zehirlenmelerinin tedavisinde belirtilerin şiddetine göre hemen hekime başvurulması gerekiyor. Şüpheli gıdayı takiben 2-6 saatte ortaya çıkmış ve ilk belirti kusma olmuş, ardından ciddi bir rahatlama olmuş ise ilaç verilmeden geçecek bir stafilokok zehirlenmesi olduğu düşünülebilir. Ancak kusma ve ishal devam ediyorsa mutlak hekim kontrolü gerekiyor.

Önlemler

--------------------------------------------------------------------------------
Yiyecekleri 2 saatten fazla dışarıda tutmayın
Küflü gıdaları yemeyin.
Süt ve sütten yapılmış gıdaları buzdolabında tutun
Güvendiğiniz temiz pastanelerden alışveriş yapın.
Bakterilerin en kolay kümes hayvanlarının etlerinde ürediğini unutmayın
Küçük çocuklardaki zehirlenmeler fazla sıvı kaybına neden olur.
Hemen doktora müracaat edin.
Şüpheli gıda yiyen kişinin kusmasına ve ishaline mani olacak herhangi bir ilaç vermeyin
Ateş, kanlı ishal, şiddetli karın ağrısı ve kas krampları olan vakalar hemen sağlık birimlerine ulaştırılmalıdır.
Ne kadar denenmiş olursa olsun kırsal kesimde toplanan ma

Bu Yazı için Kaynak

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

antivirus61

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Feb 17, 2008
Mesajlar: 55
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 18 Ekim 2008, Cumartesi 12:39:59    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Yediklerimize dikkat etmiyoruz ama çok önemli ip uçları var. Dikkat etmekte aşırı ölçüde fayda olduğu görülüyor.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et

xiaojun

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Oct 23, 2015
Mesajlar: 359




MesajTarih: 12 Aralık 2017, Salı 15:08:58    Mesaj Konusu: xiaozheng6666 Alıntıyla Cevap Ver

2017-12-12 xiaozheng6666
mont blanc
ralph lauren polo
ugg outlet online
ugg boots
coach factory outlet
coach outlet
coach outlet store online
michael kors outlet clearance
christian louboutin outlet
uggs outlet
ugg outlet
ugg outlet stores
polo outlet
michael kors outlet
ugg outlet
polo outlet
air jordan 4
ugg outlet store
ray ban sunglasse
fred perry
air jordan shoes
nfl jerseys wholesale
moncler jackets
uggs outlet
mulberry outlet
nike outlet store
fred perry polo shirts
uggs outlet
nike shoes
ray ban sunglasses wholesale
canada goose jackets
coach outlet store online
ralph lauren
nfl jerseys
ed hardy
uggs outlet
michael kors outlet clearance
air jordan retro
clarks shoes
uggs outlet
ray ban sunglasses
coach canada
canada goose outlet store
fitflop sandals
ralph lauren outlet
canada goose outlet store
canada goose jackets
polo outlet
christian louboutin shoes
canada goose jackets
michael kors outlet
coach outlet
canada goose jackets
polo outlet
canada goose coats
polo ralph lauren
supreme shirts
oakley sunglasses
polo ralph lauren outlet
christian louboutin shoes
cheap jordan shoes
cheap jordans
coach factory outlet
ugg boots
longchamp outlet store
lacoste outlet
polo ralph lauren
canada goose sale
michael kors outlet clearance
adidas yeezy
michael kors handbags sale
uggs outlet
coach factory outlet
mont blanc
cheap oakley sunglasses
canada goose outlet online
jordan shoes
moncler sale
coach factory outlet
cheap jordans for sale
hermes belts outlet
pandora jewelry outlet
true religion
ray ban sunglasse
asics running shoes
pandora charms
ugg boots on sale
canada goose outlet online
ugg boots clearance
tory burch handbags
canada goose outlet
jordan retro
nike shoes
canada goose
michael kors outlet online
polo outlet
oakley sunglasses wholesale
polo ralph lauren
oakley sunglasses
michael kors outlet
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Sağlık ve Tıp Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^