Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - Biz de bu şehirliyiz... !
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

Biz de bu şehirliyiz... !

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Kültür - Sanat Forumu Kültür - Sanat Forumu
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

FAYDIN

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Feb 17, 2008
Mesajlar: 489
Nereden: UŞAK



MesajTarih: 29 May 2009, Cuma 11:33:32    Mesaj Konusu: Biz de bu şehirliyiz... ! Alıntıyla Cevap Ver

Ben de bu şehirliyim..

Fındığına uzak kemençesine yabancı kalsam da, kapım sokağına kapalı, kulaklarım şivesine tıkanmış olsa da. Ben, suyun kıyısında kurulmuş ve nicedir üzerinde bir kadersizliktir dolaşan güzel kentimin bahçeli evlerine ucundan kıyısından yetişebilen son nesildenim. Kötü huylu sözcükleriyle gerçeğine eremesem de ben bu şehrin düşüne yetiştim.

Ben de bir bahçeyi dolduran ağaçların üzerine günlerce yağan yağmurları sıcak bir odanın buğulu penceresinden bir çocuk olarak izledim. O eski zaman evlerinin çatılarına karın ağır ağır dökülüşünü seyrettim. Öyle gecelerde masalcı büyük annelerin son örneklerinden birinden "Altın tartmaz" kızın masalını büyülenmiş gibi dinledim.

Meydandaki Melek sinemasının yıkılmasını, Ayasofya'nın eteklerini dalgaların yaladığını hatırlayamasam da, Sahil Yolu'nun yerinde dalgalar, denizler estiğini hatırlayacak kadar eskiyim. Şimdi, gelişi-gidişi bol otoyollara dönüştürülmüş kumsallarda ben de ayaklarımı suya değdirdim. Başkaya'dan dalıp İskele'den su yüzüne çıkmadım ama ben de babamın gözleri önünde boğulma tehlikesi atlattım. Ben de takaların gümbürtüsüyle uyudum, martı çığlıklarıyla uyandım.

Anlatmayı sevebileceğim kışlık konakları, yazlık köşkleri vardı Trabzon'un. Bu evlerde yaşamayı bilen oturaklı beyefendileri, kırık bir şiveyi adamakıllı asilleştirerek koruyan ağırlıklı hanımefendileri. Polita yolunda sıralanmış yazlıklarda şehrin "bir demet yasemen" yüzünü seyrettim. Ben de Arnavut taşı döşeli sokakların sonunda küpe çiçeği, karanfil, hatmi ile burun buruna geldim. Sulanmış taşlıklarda bir yaz ikindisi, sardunya kokusunu içime çektim. Filbahri altında sersemledim. Fesleğene eğildim, hanımeliyle halleştim. Yaprağını incitmeden çiçeğine meylettim. Surların üzerinde büyüyen gölgemle eğlendim. Aniden bastıran kırkikindi yağmurlarına tebessümümü sindirdim.

Yollarım yağmuruna açılıp Fırıncı Rüştü'süne kapansa da, bulutuna açılıp köyünde tıkansa da, hatta ihanetse bunun adı, ben bu şehre suları ve gecesi mavi, minareleri ve gemileri beyaz bambaşka şehirlerle ihanet etmiş olsam da. Yine de bu şehrin her ekim ayını, Uzun Sokak'ın kim bilir hangi köşesine tezgâhını kurmuş kestaneciyi, bir akşamüzeri ansızın kaldırımlarda ışık topları yapan yağmurları bekler gibi bekledim.

Çocukluğum hem benim hem Trabzon'un cennet düşüymüş. Bir cennet elmasında ağırladım bahçeden sürgünlüğün ilk acısını. Konaktan apartmana. Bahçelerden balkona. Ağaçlardan saksılara. Güzel kentimin bahçeli evlerinin bir bir yıkılmasını, yerini çarpık bir apartman hesabının almasını sineme çektim. Bir şey gelmedi ki elimden, bahçesini yitiren kentimin ruhunu ve mazisini de unutmasını sessizce izledim. Kıvamın bozulması, kimyanın değişmesi an meselesi. Nasıl olduğunu ben de anlamadım, çok ani oldu ama beline ağır bir balta yiyip de boylu boyunca toprağa kapanan koca çınarın iniltileri arasında oldu bu.

Demem o ki, sarf ettiğim şunca cümle, şunca kelam arasında. Bu şehre eklemlenebilecek, ona borçlu, ondan alacaklı, dört duvar ve bir iç bahçeden başka bir şey bulamazken ben, Trabzon manzumesini canlı tutacak ana damarın çoğu kesikti bende. Bir yanım bile değil, çok yanım ayrıksı, yabancı. Ama değil mi ki biyografimin vazgeçilmez cümlesiyle, hep bu şehirliyim. "Bir şehri sevmenin şartı ona hizmettir" derdi Orhan Okay hocam. Sevmenin şartı hizmetse eğer ben, bu şehre bunca yıl hizmet ettim. Buradayım hâlâ. Hiçbir yere gitmedim. Şikayet de etmedim, kimselere bir şey demedim. Söz aramızda kalmasın, gitmeye gücü olup da gitmeyenlere özgü bir duruşla, için için bir taşra kibri bile geliştirdim.

Kıyısında köşesinde kaldığım, caddelerinden ürkek bir yabancının adımlarıyla geçtiğim doğrudur her hafta sonu. Yine de yağmurunda kayboldumsa da bu şehrin, denizinde duruldum, bulutunda bulundum. Bu şehrin havasını soludum, ekmeğini yedim, suyunu içtim. Şehirlerin de sakinlerinin üzerinde hakkı var. Şunun şurasında ben de bu şehirliyim. Ben ki, "iyi ki" değil "keşke"yim hep. Neye tanık olduğumu bilsem, hiç daha fazlasını kayıt düşmez miydim?


24 Mayıs 2009, Pazar tarihli Zaman Gazetesinden, Nazan BEKİROĞLU'na ait bir köşe yazısı... Paylaşmak istedim...

Bir "DİLRUBA"ya düştü gönül müptelası çok, Aşkın sefası yok değil ama cefası çok... 
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

Bir_Beyaz_Mendil

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 07, 2008
Mesajlar: 509
Nereden: samsun



MesajTarih: 29 May 2009, Cuma 13:33:07    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Özledim,gerçekten bende o eski "TRABZON" 'u çok özledim...
Hayatım boyuncada özleyeceğim...Yani söyleyecek söz bulamıyorum çok hüzünlendim... üzgün
"Nazan Bekiroğlu" o kadar da güzel dile getirmişki eski "TRABZON"'u, duygulanmamak elde değil...

Sonsuz teşekkürler Sevgili "Nazan Bekiroğlu",biz "TRABZON" sevdalılarına gerçek manada nostaji yaşattınız... alkış Yüreğinize sağlık... kırmızı gül

Benim için mükemmel bir paylaşımdı sevgili "FAYDIN",emeğine sağlık... kırmızı gül alkış


"BENDE BU ŞEHİRLİYİM"

Gün biter gülüşün kalır bende...---->^^KaRaYeL^^
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 29 May 2009, Cuma 17:56:39    Mesaj Konusu: Re: Biz de bu şehirliyiz... ! Alıntıyla Cevap Ver

Eskiye özlem sadece Trabzon'la sınırlı değil ki; Edirne'den Ardahan'a, heryer bir farklı şimdi. Ne yazık ki, eskiye özlem hep olacak, belki bunda geride kalan güzel anılarımız, gençliğimiz, sevdalarımız, hayallerimiz de etkendir, kim bilir? Galiba sadece çocukken, herşeyin değişmesini, modernleşmesini istiyoruz. Yaşımız ilerlediğinde de, geride bıraktığımızı özlüyoruz. Hayat tezatların kombinasyonu gibi.

Çok güzel bir yazıydı, usta kalem Nazan Bekiroğlu'nun yazısını, bizle paylaştığınız için çok teşekkürler FAYDIN. alkış kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Kültür - Sanat Forumu Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^