Önceki Başlık :: Sonraki Başlık |
Yazar |
Mesaj |
MaviNick
Bağımlı Üye
Kayıt: Aug 24, 2008
Mesajlar: 128
|
Tarih: 30 Mart 2009, Pazartesi 11:35:25 Mesaj Konusu: Keşke uygulayabilsek...... |
|
Doğan CÜCELOĞLU'NUN bir konuşmasından alıntıdır.
Doğan Cüceloğlu: Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı?
Bir Katılımcı: Hocam Allah'a Şükür bildiğimiz kadarıyla yok.
Cüceloğlu: Ne güzel! Peki, bana, istisnasız tüm insanların, yani altı milyar insanın da başına geleceği garanti
bir şey söyler misiniz?
Cevap: (neredeyse otomatik olarak çıkar: ÖLÜM
Cüceloğlu: Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan tek şeydir.
Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir ama bundan sonra başa gelmesi kesin olan tek şey
ölümdür. Başka hiçbir şey insanların tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz garanti, bu
benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi?
Katılımcılar: (Burada sessizce, başlarıyla onaylamaya başlarlar)
Cüceloğlu: Öleceğim belli ise , benim ölümcül bir hastalığım olduğu da açıktır...
Peki, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz?
Katılımcılar: Hayır
Cüceloğlu: Bu saniye içinde olma olasılığı var mı?
Bir Katılımcı: Evet var.
Cüceloğlu: Ya Yarın ?
Bir Katılımcı: Evet.
Cüceloğlu: Ya 30 yıl sonra?
Bir Katılımcı: Olabilir.
Cüceloğlu: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor musunuz? Mesela bu akşam eve sağ
salim varacağınızı nereden biliyorsunuz?
(Sınıf sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü; genellikle yaşama böyle bakmamışlardır.)
Cüceloğlu: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah evden çıkarken sağ salim
bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir? , Var mıdır böyle bir garanti?
Bir Katılımcı: Yoktur Hocam.
Cüceloğlu: Peki nereden biliyoruz az sonra telefonun çalmayacağını ve evdekilerden birinin az önce
öldüğünün bize söylenmeyeceğini?
(Katılımcılar burada! rahatsız olmaya başlarlar) ve Bir Katılımcı: Hocam konuyu değiştirsek?
Cüceloğlu: Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam edelim bence. Peki, acaba
bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam birlikte olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu
bilseydiniz,o zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz? Yoksa farklı şeyler mi yapardınız?
Bir Katılımcı: Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.
Cüceloğlu: Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın,gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden
çıkarken evde bıraktıklarınızdan birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz? Aynı
iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz? Aynı konular,tartışma yada gerginlik yaratırmıydı
Yoksa önemsiz hale mi gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne derdiniz? Onun
boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz? Çok sıkı sarılmaya mı, aynaya mı vakit ayırırdınız? Ona,
yüreğinizin derininden gelen bir 'Seni gerçekten çok seviyorum' demeye ne gerek var diye düşünürmüydünüz
Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi yoğunlaştırmaz mıydı?
(Burada bazı katılımcılar ağlıyordur. Belli ki dün akşam yaptıklarından bir kısmının ne kadar anlamsız
olduğunu şimdi fark etmişlerdir)
Cüceloğlu: Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu kadar gereksiz biçimlerde yapıyoruz,
kaçı gerçekten yaşamda karşımızdakinin varlığından daha önemli, hangilerinde 'Şimdi kalbini kırdım, ama
zaman içinde ben ondan özür dilemesini bilirim' diye kendi kabuğumuza çekilip tartışmaları donduruyoruz.
Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme olanağımız gerçekten var mı? Buna zamanımız gerçekten kaldı mı?
*** ÖMER HAYYAM'IN DİZELERİ ***
İNSAN yiyeceksiz, giyeceksiz edemez:
Bunlar için didinmene bir şey denmez.
Ondan ötesi ha olmuş, ha olmamış:
Bu güzelim ömrünü satmaya değmez.
.................
Bir de uygulayabilsek.......
MaviNick |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
gursoyt
Altın Üye
Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara
|
Tarih: 31 Mart 2009, Salı 10:35:23 Mesaj Konusu: |
|
Çok hoş bir konu açmışsınız mavinick, tekrardan teşekkürler size. Ben de kendi hayatımdan bir pişmanlıkla konuya katılmak istiyorum:
Annem ve babam Samsun'da otururlar, küçük kardeşim ve diğer akrabalarımızın bir çoğu da öyle. 2003 yılında oğlumun sünnet düğünü için annem ve babam Ankara'ya gelmişlerdi. orda görüştük, güzel bir buluşmaydı.
2003 yılı sonlarına doğru babamın rahatsızlandığını duydum, konuştuğumuzda annem, doktorların kalp yetmezliği teşhisi koyduklarını, diyet yapması gerektiğinden bahsetti. Annem de
"Çok tuz yiyor baban, söz geçiremiyorum" dedi.
Telefonla konuştuğumuzda,
"Babacığım dikkat etsen yediklerine, bak doktorlar ne diyorlar" dedim.
"Halsizim be oğlum" dedi.
Pek önemsemedim, nasılsa geçer, 74 yaşına geldi, normaldir bunlar diye geçiştirdim.
Onbeş gün kadar sonra doktora kontrola gideceklerini söylediler. Muayene sonrasında doktorlar hemen yoğun bakıma almışlar, eve döndürmemişler. Telaşlandım duyduğumda ama annem:
"Diyetine dikkat etmemiş, şişkinlikler olmuş. Onları düzeltip taburcu edecekler." dediğinde içim rahatlamıştı. Samsun'a gitme planımı erteledim.
Ta ki, ordan Üniversite Hastanesine ambulansla götürülene kadar. Oraya gittiğinde, kalbi durmuş ve yoğun bakımda çalıştırmışlar. Haberim olduğu anda hemen Samsun'a gittim. Durum iç açıcı değildi; kalp yeniden çalıştıktan sonra, akciğerlerde ödem oluşmuş ve solunumu aspiratörle sağlıyorlarlı, konuşabilecek durumu yoktu. Gözgöze geldiğimiz o anı unutamıyorum. Yeşil, nemli gözleriyle, öyle bir baktı ki. İçimi deldi geçti o bakışlar. Uzanıp yanağından öptüm, iyileşeceksin merak etme dedim. Saçlarını okşadım.
On gün sürdü bu maraton. Aspiratör hiç çıkmadı, ödem giderilmedi. Lenf kanseriymiş, hızlı gelişirmiş. Sesini duyduğum son an, telefonda ona bilgiççe diyetine dikkat etmelisine verdiği cevaptı. Nerden bilebilirdim ki, bir an sonra neler olacak, ne için daha pişmanlık yaşıyacağız.
Geç kalmıştım. Hayatta her zaman birşeylere geç kalmaktaydım. Acı ama vurgulayıcı bir hayat deneyimi olmuştu. Bir daha aynı duruma düşmemek için daha tedbirli olacaktım. Ama... Bir daha asla, o güzel, ışıl ışıl, sıcacık yeşil gözlerin, gözlerime baktığını göremeyecektim. |
Tuğrul GÜRSOY |
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com.
This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers
but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good
reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the
Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse
to include even this then support on our forums may be affected.
The phpBB Group : 2002
// -->
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
|